29 Ağustos 2013

Konuşmayı Tanıma Ve Yazıya Çevirme Teknolojisi - 4


Ses Tanıma Sistemlerinin Yapısı

Ses tanıma sistemlerinin çalışma prensibi, insanlar arası sesli iletişim sürecinde dinleyicinin yaptığı eylemi simüle etmeye (taklit etme) dayanır. Sistem, dinleyici olarak sesi kayıt eder, sesin dil olarak kodlanması için sistemin algoritmalarıyla eşleştirir ve karşılaştırıp, yorumlayamaya gider.

Ses Tanıma Ve Algılama (Speech Recognition)

Speech Recognition, bilgisayar tarafından sesin algılanması, tanımlanması, metne dönüştürülüp yorumlanması eylemidir. Ses tanıma teknolojisinden beklenen; ses komutları vererek bilgisayarı komuta etmek, programları yönetmek, internette gezinmek ve bilgisayara konuşma sesi ile metin yazdırmaktır. Bu alanda en büyük ihtiyaç sahibi kitle tabi ki, görme engelli insanlardır.

Ses tanıması, uygun ortam şartlarında kayıt edilmiş konuşmacı seslerinin makine tarafından kayıt edilip, işlenmesi ve veri tabanı ile karşılaştırıp metin ve komut haline dönüştürmesi işlemidir. Bu teknoloji kısaca, işitsel ses sinyallerinin linguistik ve anlamsal analiz teknolojisidir. Son yıllardaki ses kayıt teknolojisi ve bilgisayar donanım güçlerinde gelişmeler ile tanımlama sorunlarında büyük gelişme kaydedilmiştir.

ASR Teknolojisi (Automatic Speech Recognition)

İnsan sesinin, konuşmanın bilgisayar tarafından tanınması için kullanılan algoritmalara, otomatik ses tanıması (Automatic Speech Recognition) yani kısaca ASR teknolojisi de denmektedir.

Sesli tanıma tekniği, şu yöntemleri kullanmaktadır:

  • Örüntü Tanıma,
  • Hidden Markov Modeli
  • Dinamik Zaman Sıkıştırması
  • Sinir Ağları

Günümüze kadar “ses tanıma ve anlamlandırma” ile ilgili yapılan çalışmalar, büyük oranda İngilizce dili gramer özelliklerini temel almıştır. Geliştirim dili yani “kabuk dil” olarak İngilizcenin seçilmesi, Türkçe ve benzeri farklı sektans yapılarına sahip dillerin, bu teknoloji içinde kullanımın büyük oranda engellemektedir.

Microsoft SDK

Microsoft’un Speech Recognition (Ses Tanıma) açık kaynak programı, .Net Framework 3.0 versiyonundaki kütüphane ortamında tüm geliştiricilerin kullanımına açıktır. Microsoft firmasının sesli ifade tanımayla ilgili yıllar önce “açık kaynak” olarak sunduğu “SDK” tüm dünyada .Net geliştiricilerine açık olmasına rağmen, maalesef İngilizce gramer yapısında işlem görmektedir.

GVZ: İlk Türkçe ses tanıma programı

Ülkemizde TÜBİTAK ve bazı üniversitelerde devam eden projeler olmasına rağmen, son kullanıcı bazlı “ses tanıma ve sesli çeviri yazılımı” çok fazla bulunmamaktadır. Özel sektörde ise, SesTek firması 2009 yılı itibariyle ilk yerli firma hizmeti olarak, Türkçe ses tanıma yazılımı "GVZ"yi piyasaya sürmüştür.

Konuşmanın Yazıya Dönüşmesi

ASR programları ile sesinizi kullanarak; hem bilgisayarınızın işletim sistemini yönetebilir (commanding) hem de internet tarayıcınız üzerinden ses komutları ile sörf yapabilirsiniz. Aynı zamanda mikrofon üzerinden konuşarak, klavye kullanmadan Word dosyaları oluşturabilir (dictating) yazılar yazabilirsiniz.

İngilizce dilinde hizmet veren global ASR programları ile dijital yaşamınızı yönlendirmek mümkün iken, Türkçe gibi farklı ve sondan eklemeli dil grameri üzerinden ses tanıması yapabilen global ve yüksek verimlilikte yazılım henüz bulunmamaktadır.

Mobil Ses Tanıma ve Siri

SR teknolojisinin basit versiyonu olarak, akıllı telefonlardaki sesli arama (voice dictation - voice search) uygulamalarından bahsedebiliriz. Aklı telefonlardaki sesli arama yazılımları, örneğin iPhone – Siri uygulaması, ASR teknolojisi altyapısından faydalanan başarılı bir uygulamadır. ASR ve VD (voice dictation) yazılımlarının mobil uygulama ara yüzlerinin eskiye göre çok kullanışlı olması, tüm dünyada kullanıcı bazında büyük ilgi görmelerini sağlamaktadır.  

Sibernetik Teknoloji  ve Ses Tanıma

Sibernetik, İnsan ve makine sistemlerinin ortak ve etkileşimli çalışma prensipleri üzerinde araştırmalar yapan disiplinler arası faaliyet gösteren bilim dalıdır. Sibernetik bilim çalışanlarının "bilgisayar ile konuşarak iletişim kurma" projeleri insan-robot uyumunun dil üzerinden ulaşacağı son noktadır. Aynı zamanda modern dünyamızın insanı için, sesle makine kontrolü, çok uzun zamandır beklenen bir tekno-konfor, özlemdir. Sibernetik bilimin önderliğinde, özellikle soğuk savaş döneminde büyük araştırma ve yatırım yapılan ses tanıma teknolojisinde devlet kuruluşları ve özel şirketler ortak faaliyetlerine devam etmektedirler.

Diğer yandan bu teknoloji, "insanı, insan yapan asli unsur olan dil" üzerine faaliyet gösterdiği için insan sesi ve telaffuz işlemlerinde büyük zorluklar içermektedir. Ses tanıma teknolojisi araştırmaları, çok sayıda bilimsel disiplin ve teknolojinin bir arada kullanılmasını gerektirmektedir. Ayrıca bu teknoloji, dünyadaki dil çeşitliliği ve lehçe farklılıklarının tümünü tanıma ve analiz etme sürecinde henüz kesin başarıya ulaşamamıştır.

İnsanın işitme sisteminin makine tarafından simüle edilmesi kolay iken, insan topluluklarının coğrafyaya göre değişen  dil ve anlam yapısının psiko-fiziksel tanımlanma ve anlamlandırmasını makine üzerinden simüle etmek, bilim ve teknolojinin zorlandığı çalışma alanlarından biridir. Bilimsel anlamda üzerinde kesin kuralların konulamadığı “belirsiz” bir alan olan konuşmayı "semantik" olarak çözümleme ve dijitalize etme, bu teknolojinin kesin başarısını şimdilik gölgelemektedir.

Ahmet Usta

16 Ağustos 2013

İnternet Kullanıcı Hakları Bildirgesi


1 - İnternet'e erişim temel bir haktır. Özgür ve sınırsız bir İnternet her kullanıcının hakkıdır. 
2 - İnternet bugün, düşünce ve ifade özgürlüğünün gerçekleştiği öncelikli iletişim alanı haline gelmiştir; bu yüzden, internet'in evrenselliği, bütünlüğü, açıklığı ve çok sesliliği korunmalıdır.
3 -İnternet insani etkileşim ve sosyal ilişki için temel bir platform haline gelmiştir. Bugün bir insanın seyahat özgürlüğü engellenemeyeceği gibi, internet erişimi de engellenemez.
4 -Devlet gerekli yasal düzenlemeler ve icra organlarıyla bu hakkı güvence altına almakla yükümlüdür.
5 -İnternet için kurulan altyapılar şeffaf olmalıdır. Bu sistemler için kullanılan donanımsal/yazılımsal teknolojiler ile bu yapıları kuran/işleten, özel/kamusal kuruluşlar kullanıcıların denetimlerine açık olmalıdır.
6 -İnternet, sadece bir iletişim alanı değildir; o bir etkileşim alanıdır. Bu da interneti örgütlenme özgürlüğünün asli parçası haline getirmektedir. İnternete erişim hakkı, örgütlenme hakkının asli bir parçasıdır ve kısıtlanması demokratik hakların ihlali demektir.
7 -Düzenleyici yasalar, sansür ve yasakları değil, hak ve özgürlükleri öncelemelidir. Suçla mücadele, çocuk ve aileyi korumak, terörizm gibi konjoktürel, muğlak, evrensel olmayan sebeplerle gerçekleştirilen erişim engellemeleri, kelime yasakları, merkezi filtrelemeler vb. yasak ve yaptırımlar sansürdür. İnternet'te sansür İnternet kullanıcılarının bilgiye erişim hak ve özgürlüğünü ihlal eder. Sansürsüz İnternet her yurttaşın hakkıdır.
8 -İnsanlar şeffaf yasal zorunluluklar olmadığı sürece İnternet ortamındaki faaliyetleri nedeniyle kimliklerini açıklamaya zorlanamazlar. Anonim olmak her kullanıcının hakkıdır. Temel bir hak olan mahremiyet hakkı internet üzerinde yasal güvence altında olmak zorundadır.
9 -İnternet kullanıcılarının kişisel verilerinin gizliliği esastır. Kullanıcılar, bu verilerinin hangi amaçlarla toplandığı ve nasıl kullanıldığını bilmek, buna itiraz etmek, kişisel verilerinin silinmesini, yok edilmesini istemek hakkına sahiptir.

Dr. Özgür Uçkan, Doç. Dr. Asli Telli Aydemir, Dr Leyla Şimşek Rathke, Ali Rıza Keleş
www.alternatifbilisim.org/

22 Temmuz 2013

Hoşgeldin Superman: Man Of Steel



Man Of Steel  

Yönetmen: Zack Snyder, Yapım : Christopher Nolan, Senaryo: David S. Goyer, Christopher Nolan
Oyuncular: Henry Cavill, Amy Adams, Michael Shannon, Russell Crowe,  Kevin Costner
Tür:  Fantastik – Macera, Süre: 2 saat 20 dakika

Önsöz: Bu film, Superman hayranları içindir.


Superman, Amerikan yaşam biçiminin tipik bir örneği olarak standartlaştırılmış süper kahramandır. Karanlığın değil ışığın, dünyanın değil daha çok Amerika’nın koyucusu kahramandır ama adı üzerinde kusursuza yakın, süper adamdır…
Man Of Steel - 2013

Kal-El

Yeniden çevrim hikayesi olarak gelişkin bir senaryo ile karşı karşıyayız ve kahramanımız daha çok gerçek ismi, Kal-El ile belirtiliyor. Kal, babası Jor-El ve annesi Lara tarafından yok olmak üzere olan Kripton gezegeninden kurtulması için bir roket ile Dünya'ya gönderilir. 

Supermanın yani Kal-El’in babası, Kripton gezegeninden Jor-El (Russell Crowe) olarak perde yansıyor. Filmin ilk çeyrek bölümünde Baba El, supermanın doğumu ve kripton gezegenin çöküşünü anlatan “kahramanın babası” olarak beliriyor. Hemen aklıma ilk filmdeki (1978) kısa ve etkileyici baba El rolündeki Marlon Brando geliyor ama aynı performansı  Crowe’dan beklemek tabi ki naiflik olur.

Kal-El (Henry Cavill) kripton gezegeninin doğal yollardan üremiş ilk bebeğidir. Baba El, Kripton gezegenin üst düzey bilim adamlarından biridir ve yok olacak gezegenini yaşatmak için doğal yollardan olan çocuğuna Kripton ırkının yaşamsal bileşimini yükler. Kripton gezegenin çöküşü bu bağlamda A. Huxley’in “Cesur Yeni Dünyası”nın sonu gibidir. Doğal olmayan yollardan üreyen ve koloni sistemi ile yaşayan Kripton gezegeni halkı, kötü yönetim ile kaynaklarını tüketmiş ve kendi sonunu getirmiştir.

Kötü adam General Zod  ve Pentegon ile eş güdümlü Superman

General Zod, Superman'ın dünyadaki en büyük düşmanı olacaktır. General Zod, Kripron gezegenin generalidir ve Baba El ile birlikte gezegenini kurtarmak ister ama asker olduğu için kanlı müdahale istemektedir, baba El ile ters düşerler. Genaral Zod ve adamları bir nevi cunta yaparlar ama Kripton konseyi daha sonra tekrar yönetime el koyar, Zod ve adamlarını cezalandırır. Gezegenin infilak etmesi sonucu kurtulan Zod ve adamları, dünyaya gönderilen Superman'ın izini sürerler. General Zod, dünyada tekrar Kripton ırkını yaşatmak istemektedir ve bunun için Kal-El’in ölü de olsa bedenine ihtiyacı vardır ama yarı dünyalı olan Superman buna tabi ki karşı çıkacaktır.
Man Of Steel - Kolaj

General Zod, asker olarak evrimden beslenir diliyle "güçlü halkıdır ve kötülük mubahtır" diyerek askeri veraset diktası ile hareket ederken; dünya için zaten gerekli kahraman olan Kal-El, temsili demokrasinin Amerikan sistemindeki sözcüsü gibi durmaktadır. Zaten Kal-El kimlik olarak ortaya çıkıp, süper güçlerini devreye soktuğunda hemen, Amerikan Air Force üzerinden yetkililere seslenir, Pentegon ile uyumlu çalışacaktır, ne olsa kendisi de doğma büyüme Kansas’lıdır, oraların çocuğudur.

Uzaylı insan yavrusunun Superman olduğunu öğrenmesi

Özel bir makine ile dünyaya gönderilen Kal, Kansas'da Smallvile kasabası yakınlarına düşer, Onu Jonathan ve Martha Kent isimli çiftçi ailesi bulur ve ona Clark ismini vererek kendi çocukları gibi yetiştirirler. Bizim Superman, aslında modern tarımla geçimini sağlayan taşralı Amerikan ailesinin seçilmiş ama seçeresi bilinmeyen çocuğu olarak büyümeye, sosyalleşmeye başlar. Kal-El, dünyalı babası Jonathan Kent’den (Kevin Costner) özel bir cisimle uzaydan geldiğini ve fiziksel köklerinin güneş sistemi dışından olduğunu öğrenir, zaten garip çocuktur, "bu işte bir hinlik var" diye kolu komşu herkes şüphelenmektedir, komşuların korktuğu başlarına gelir. 

Kal-El ergen olarak “hiç birimizin hayır diyemeyeceği”  bir gençlik trajedisiyle karşı karşıya kalır. Bu tam bir “Amerikan rüyası trajedi” hoş bir çiledir! El, ya sıradan Kansas’lı bir vatandaş olarak yaşayacaktır yada fiziksel üstünlüklerini dünyanın geleceği için kullanacak ve süper kahraman olacaktır, kim süper kahraman olmak istemez ki!



Superman’in aşkı Lois Lane

Superman, tuttuğunu koparan Pulitzer ödüllü gazeteci Lois’e ilk görüldüğü anda vurulmuştur. Ama hem bir erkek, hem de süper kahraman olarak hemen kıza açılamaz, “kanka seviyosan git konuş bence” diyecek dünyalı ve fani arkadaşlarıda yoktur Kal-El’in. 

Superman ismini ona veren Lois Lane'dir. Bir sürü macera ve fedakarlık sonunda filmin son bölümünde Superman, Lois’i beklenen hararetle öper, sarmalar. Lois, yanılsamadaki kadın misali, “öpücüğü verdik, arzu nesnesi olmak bitti mi?” endişesi ile “ilk öpücükten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmaz derler” deyince; Superman bir Kripton'lu olarak lafı gediğine koyar, “O dediğin, dünyalı erkekler için geçerli”. Kısacası, Superman öyle bir hal almıştır ki, arzu nesnesine karşı dürtüsel heyecanı hiç azalmıyor, tükenmiyor, kripton taşı dışında hiçbir şey ateşini söndürmüyordur.
 Clark Kent ve Lois Lane


Man of Steel’de Nolan Etkisi ve Anlatım Dili

Son 10 yılın popüler sinemasında, kalbur üstü filmleri ve kardeşi ile birlikte yazdığı senaryolarıyla dikkat çeken Christopher Nolan, ilk büyük çıkışını ters kurgu tekniği ile bellek ve geçmişin izleri teması üzerinde kurduğu ve de büyük yankı uyandıran Akıl Defteri - Memento filmi ile 2001 senesinde yapmıştı. Daha sonra Nolan kendisi ile özdeşleşecek, ticari ve izleyici beğenisi üzerinden büyük başarı elde eden Batman serisini yönetti. 2005 yılında Batman'i sinemaya uyarlayarak "Batman Başlıyor - Batman Begins"'i çekti. Nolan devamında 2008 yılında ise Batman Begins'in devam filmi "The Dark Knight - Kara Şövalye" filmini çevirdi.

Nolan, 2010 yılında Inception filmini yönetti. Inception rüya ve bilinçdışı arasındaki ilişkiyi; hem özgün hem de aksiyoner boyutta işleyen bir film olarak hem çok ses getirdi, hem de özgün film üretimi konusunda sıkışmış Amerikan popüler sinemasına kült bir film armağan vermiş oldu. Inception ile ustalığını ve yönetmenlik marifetini artık herkese kabul ettiren Nolan, son olarak 2012 yılında Batman üçleme serisinin son filmi olan "The Dark Knight Rises - Kara Şövalye Yükseliyor" filmini çekti. Film beğeni ve finansal açısından büyük başarıya imza attı.

Batman hikayesinin, muğlak ve kara film (film noir) estetiğine yakın biçim ve içeriğini derinleştiren Nolan, aynı gelişimi ne yazık ki Superman’da göstermemiş. Nolan’ın Superman filminin rejiye el atmamış olmasında, yönetmenlik açısından haklı gerekçeler bulmak mümkün, sonuçta Superman çok daha sığ, net ve klişeler üzerine kurulu bir Amerikan süper kahraman mitidir ve yönetmene sinematografik anlamda pek üretim ve değişiklik hakkı verecek bir konsept değildir. 

Superman hikayesinin daha net ve Ortodoks yapısı nedeniyle Nolan, daha çok ortak senaryo yazarı ve yapımcı olarak filmde görev almış ve hikayenin senaryo olarak derinleşmesinde, özellikle ilk bölümde, büyük katkı sağlamış ve başarılı olmuş. Yapımcı olarak ise, filmin sonlarına doğru biraz zıvanadan çıkan aksiyon-super kahraman ve dijital görsel efekt karmasını başarılı ile koordine etmiş.
Man Of Steel - Poster
Dünyalı ve uzaylı baba, ergen olarak "kendini gerçekleştirme" ve görünür olma noktasında, daha önceki Superman filmlerinde olmayan derinliği senaryoya taşıyan Nolan, tabi ki belli noktada “Beyaz yakalı Amerikan milliyetçiliği” mitini destekler klişeleri kullanmak zorunda kalmış ve janrın klişelerini mümkün mertebe senaryoya yansıtmış.

Yönetmen Zack Snyder ise, 3. Boyutlu izleme olarak seyirciye pek de bir şey vermeyen aksiyon-bilim kurgu efektleri sahnelerinde, belli yerlerde abartıya kaçsa dahi genel olarak türün şartlarını yerinde kullanmış. Filmde, senaryo dışında ekstra bir yönetmenlik becerisi görünmüyor. Bunda süper kahraman ve fantastik sinema türünün yönetmenlik açısından üreticiyi, popüler anlamda sınırlayan yapısının etkisi çok büyük. Filmin genel hikaye kurgusu, filmin sonunda başarılı biçimde bağlanıyor ve çember yeni devam filmlerine hazır olarak tamamlanıyor.


Superman rehabilite oluyor

Çocukluk ve ergenlik döneminde güçlerini gizlemek zorunda kalan, iş hayatı konusunda tam olarak yerini bulamayan Superman, bulduğu aşkının, Lois'in peşiden gidiyor. Ve Daily Planet gazetesine muhabir olarak giriyor, yani gazeteci Clark Kent oluyor aşkına öykünerek. Clark Kent olarak kendine sosyal kimlik konumlandıran Superman, gözlük takıyor, ceket giyiyor, kravat takıyor. Superman artık medenidir. Ve medeniyeti korumak, kravatı ile artık ona düşmektedir.

Çocukluğumdaki Superman, Üstün İnsan ve  Hayallerim

Superman serisinin ilk filmi 1978 yılında çekilmişti ve Christopher Reeve  Superman'ı canlandırmış, çok beğenilmişti. "80'li yılların çocuğu olarak" bir numaralı kahramanım olan Superman filmleri içinde özellikle "Superman 3" filmi benim için başyapıttı ve filmdeki siyahi aktör - komedyen Richard Pryor unutulmaz bir karakterdi. O zamanlar hemen büyüsem de teknoloji gelişse ve Superman daha rahat uçsa, hareket etse, uçana da kaçana da gerine gerine bir şeyler yapsa, diyordum.
Superman filmleri - Christopher Reeve

Hayallerim gerçek oldu, hayat da değil ama Hollywood kapsamında! Görsel dijital teknolojinin hızla gelişmesi; compositing, matte painting, layer blending ve Motion data işlemlerinin akıl almaz hızı ve kullanım kolaylığı artık bende doyma ve fazlalık duygusu-algısı uyandırmaya başladı! 

Teknoloji o kadar hızlı gelişti ki, zaten süper güçleri olan kahramanımız son filmde, artık ne yapacağını şaşırıyor! Bu noktada, sanki fantastik sinema anlatımları için teknoloji fazla gelişmiş durumda ve "görmemişin ışın kılıcı olmuş tutmuş, nereye sokacağını şaşırmış" noktasına varıyor. Son Superman filmi ‘Man of Steel’in yönetmeni Zack Snyder, ikinci devam filminde Superman’e Batman’in katılacağını açıkladı. Karanlık ve insani Batman ile aydınlık ve süper güçlere sahip Superman ortaklığında ve düşmanlığında ortaya çıkacak anlatım, tabi ki ilk önce senaryonun özgünlüğüne bağlı olarak şimdiden büyük bir merak konusu oldu Serinin ikinci filminin 2015'te gösterime girmesi bekleniyor.

Amerikalı Kahramanın Fütursuzluğu

Superman 1930'lu yılların Amerika'sının pozitivist ve ilerlemeci kafasının özlemi ve dayatması idi. Kahramanda olsa, uzaydan da gelse, Superman ilk önce dünyalı idi, insandı ve üstün insandı. Beni ve bazılarını ona çeken şey, üstün insan olması ve güçleri idi tabi ki ama bunun yanında emek-aşk hallerinde genel insanlık ile ortak dertlere sahipti sayın Kent. Clark, zaman zaman da dramatik çatışmalar yaşıyordu ve bu karma yapıda yine de kusursuza yakın insandı. 

Yeni teknolojinin görselliğinde Superman bile eski Superman’a fazla süper duruyor. İnsan olan süper adamdan, insanüstü güçlere sahip süper makine kahramana geçilmiş görünüyor ve bu da "Amerikan süper kahraman" mitinin fütursuzca kullanılması, fantezinin zorlanması ve pornografikleştirilmesi demektir.

Sonsöz: puanlarımı açıklıyorum: Superman fanları için 8, yeniden uyarlama olarak 7, süper kahraman filmi olarak 7,5…kılçıksız….

Ahmet Usta

19 Temmuz 2013

İnternet Güvenliği ve Sosyal Medya Önlemleri



Hangi bilgi ve deneyim seviyesine sahip olursanız olun, tam güvenli internet kullanımı diye bir şey yoktur. Tüm güvenlik önlemlerine rağmen “kesin” internet güvenliği ve gizliliği mümkün değildir. Kesin güvenliğin olmamasının nedeni, internet yani www protokol sisteminin “merkezi” yapısıdır.

IP Zorunluluğu

IP adresi tanım olarak, Belirli bir ağa bağlı cihazların birbirini tanımak, birbirleriyle iletişim kurmak ve veri alışverişinde bulunmak için kullandıkları İnternet Protokolü (http) standartlarına göre verilen sayısal adrestir. (IP: Internet Protocol) www dünyasının merkezi yapısı, protokole giriş için  IP kimliği/bilgisi zorunlu kıldığı için server ve istemci makinalar IP adres bilgisi olmadan iletişime giremez. İnternet ortamına IP üzerinden bağlanma zorunluluğu sebebiyle, güvenli ve gizli bağlanma kesin olarak sağlanamaz.

IP zorunluluğu, "güvenlik sorunu" demektir. Tüm noktalardan merkezi alana doğru IP üzerinden işlem gerçekleştiği için; istemci, internet servis sağlayıcı (ISS) ve servis (host-server) arasına başka sistem yada işlemler girebilmekte ve güvenlik zaafı yaşanmaktadır. 

İnternet Güvenliği İçin Yapılması Gerekenler


1 – Gelişkin Şifre: İnternet güvenliği, en basit şekilde gelişkin şifre ile sağlanabilir. İçinde büyük, küçük harf ve sayılardan oluşan en az 12 haneli bir şifre düzenlemelisiniz. Her sosyal ağ yada mail hesabınız için farklı şifreler geliştirin, aynı şifre ile birden fazla ağa bağlanmak sizi, gizli takip yazılımları (ghost monitoring) karşısında güçsüz bırakabilir. Tabi ki en güncel anti-virüs yazılımını kullanmak gerekmektedir ama koruyucu yazılımların güvenlik başarısının en fazla %70 olduğunu akılda tutmak şartıyla! 

2 - Güvenli Ağ Girişi: Temel olarak https tanımlaması olmayan ağ protokolüne girmeyin. Ağ protokolün sonunda yazan S, security yani güvenlik onayı anlamındadır ve interner browserınız ile istemci makinanız arasında ara bir yüzey/yazılım/uygulama hatta proxy olmadığını ve doğrudan bağlandığınızı gösterir. https onaylı bir site, önceden güvenlik olarak tanımlanmış ve kabul edilmiştir. http olan, security içermeyen sitelere dikkatli giriş yapınız, güvenli değildir.

Şifre Kırma ve Kripto sistemleri

Şifre oluşturma, geliştirme ve kırma yazılımları kripto algoritmaları ile üretilmektedir. Benzer şekilde hiçbir kriptolama sistemi yok ki, geliştirilmesin ve kırılmasın. Her kripto sistemi yüksek ihtimaller üzerine geliştirilir, karşı tarafta bu ihtimallerin sonsuzluğu üzerinden algoritma üretmektedir.

Siber Saldırılar

İnternetin merkezi ağ yapısı başta lamer (DDOS ve toplu saldırılar) ve hacker eylemler olmak üzere server-host ağlarını aktivist hareketler karşısında çaresiz bırakmaktadır.


RedHack ve Siber Aktivist Hareketler

RedHack ve benzeri siber aktivist gruplar, DDOS saldırıları ile başkalarının IP adresleri ile gizli saldırılar düzenlemektedir. RedHack ve benzeri oluşumların yaptığı siber aktivist eylemlerden, kanun nezdinde IP sahibi sorumludur. Bu sebeple bilmediğiniz kişilerin sizin IP üzerinden işleyeceği bilişim yada diğer suçlarda “sorumlu” ve “ilk şühpeli” sizsinizdir. Bu yüzden kablolu ve kabolosuz bağlantılarınınızın şifre ve güvenlik seviyesini en üst noktada tutmalı, düzenli kontrol etmelisiniz.

Kişisel Bilgilerin Saklanması ve Sosyal Medya Kullanımı


5651 Sayılı Kanun (İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun) ve yönetmeliklerinin getirdiği yaptırımlar dolayısıyle sosyal medya alanında, özellikle hasssas konularda (toplumsal değerler veya kişisel hak ve özgürlükleri kapsamında) içerik sunarken dikkatli olmanız gerekir. 

Eğer kişisel özgürlük sınırlarını aşabilecek sertlikte yorum ve değerlendirme yapacak iseniz, belirsiz isim ve avatar ile kamuya açık alanlardaki kablosuz genel (wireless) IP noktalarından internet erişimi yapıp kendinisi ifade edebilir, kişisel bilgi ve kimliğinizi gizleyebilirsiniz.

Facebook ve Twitter Ortamında Kişisel Bilgiler


Ülkemizdeki #occupyGezi eylemlerinin ilk dönem organizasyonu ve büyümesinde en etkin faktör başta Twitter ve Facebook olmak üzere sosyal medya olmuştur.

Sosyal medya ağları, özellikle Facebook ve Twitter açık bir şekilde tüm kişisel bilgilerinizi saklar ve talep olduğu takdirde istenilen resmi kurum veya devlet organına bildirir. Sosyal medya ağlarının kişisel bilgilerinizi güvence altına alma gibi garantisi ve ilkesi yoktur, bu özellik açık veya muğlak bir şekilde ağların “kullanım ilkeleri” nde belirtilmektedir.

Ahmet Usta

6 Haziran 2013

CMK: Gözaltındaki Şüphelinin Hakları!


Haklarını öğrenme hakkı, anayasal bir haktır. (Anayasa 40. madde)


CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu)


Ceza Muhakemesi Kanunu, o ülkedeki siyasi rejimin niteliğini yansıtır.


Yakalanma ve Gözaltı


Yakalama; adli kontrol, tutuklama, ifade alma, beden muayenesi gibi, kişi özgürlüğünü kısıtlayan koruma tedbirlerindendir. Adli yakalamanın sonucu oluşan durum “gözaltı" dır.

Kişi özgürlüğünün hakim kararı olmaksızın sınırlandırılması demek olan yakalama, ancak zorunlu hallerde haklı görülebilir, bunun sebeple, geçici bir koruma tedbiridir. İlk gözaltı süresi, ek izin olmadan 24 saati geçemez.  

"Gözaltına alma" süresini uzatmak için, Cumhuriyet savcısıdan emir verilmesi gerekir. 24 saat içinde mahkemeye çıkarılan şüpheli hakkında hakim tutuklama kararı vermezse, yakalanan kimse serbest bırakılır.  (CMK 91)

Kolluk tarafından yakalanan kişiye, yakalama sebebinin söylenmesi gerekir. Bunun söylenmemesi, tazminat istemi hakkını doğurur. (CMK 141) Koşulları oluşmadan kelepçe takılması, hukuka aykırılık oluşturur.

Yakınlarına Haber Verme Hakkı


Yakalanan kişinin yakalanmış bulunduğunu ve gözaltına alındığınu, istediği kanuni yakınına "hemen" bildirme hakkı vardır. Kolluk güçleri, bildirimi "hemen" kanuni yakına ulaştırmak zorundadır.

İdari Yetkili: Cumhuriyet Savcılığı


Kolluk güçleri, yakalama sonrasında idari amiri olan Cumhuriyet Savcılığına, şüpheli kişiyi gözaltına alındığını "gecikmeksizin" bildirmek zorundadır. (CMK 95) Gözaltı aşamasında haber verme eylemi için “gecikmeksizin” ibaresi kullanılmıştır. Kolluğun, Cumhuriyet Savcılığı izni olmadan hareket etmesi yasal değildir.

Yakalanan kişi,
Cumhuriyet Savcılığına bildirilerek, yakalama anından itibaren "en geç 24 saat" içerisinde hakim önüne çıkarılır. (CMK 90-91) Bu toplu suçlarda, yine savcılık kararı ile 4 güne kadar uzatılabilinir. Yakalama ile başlayan süreler, kanunda belirtilen saati aşamaz. Bu süre dolunca, şüpheli derhal serbest bırakılır. (CMK 91)


 

Yasak Sorgu Halleri - İşkence

İfade verenin beyanı "özgür iradesine" dayanmalıdır. İfade vermeyi engelleyici "yasak sorgu hallerinin" olduğu durumlar (işkence) kanun dışıdır. (CMK 148)

Susma Hakkı


Susma Hakkı, bir haktır. Zorla ve avukatsız ifade alınamaz. (CMK 90) Cumhuriyet Savcısı'nın yazılı emri olmadan adli kolluğun ifade alması kanuna aykırıdır. İfade öncesinde Cumhuriyet savcısının "ifade al emri" şüpheliye gösterilmek zorundadır!

Kolluk güçleri tarafından, şüphe ve gözaltı konusunda şüpheliye bilgi verilmesi zorunludur.
 

Parmak İzi Alımı


Şüphelinin parmak izi ve fotoğrafı, Cumhuriyet Savcılığının yazılı emri ile alınabilir, bu emir yok ise kanun dışı işlemdir. 

Tazminat İsteme Hakkı


Anayasanın 19, AİHS'nin 5 ve CMK'un 141. maddelerindeki koşullarda, yakalanan kişinin devletten tazminat isteme hakkı vardır. Eğer yakalama ve gözaltı, hukuka aykırı biçimde olmuş ise, TCK gereği “kişi özgürlüğünü kısıtlama suçu”nu oluşturur ve tazminatı gerektirir.

Özet


Şüphelinin susma hakları vardır, kimlik bilgileri dışında hiçbir bilgiyi vermek zorunda değildir! Şüpheli, avukatı gelmeden hiçbir belgeyi imzalamak zorunda değildir! 

Şüphelinin parmak izi ve fotoğrafı Cumhuriyet Savcılığının yazılı emri ile alınabilir, bu emir yok ise hukuk ihlalidir. Parmak izi, gözaltındaki şüphelinin ‘fişlenmesi’ anlamına gelmektedir. Özellikle genç bireyin hukuk dışı parmak izi tespiti, hayatının her döneminde karşısına çıkacak olan polis kaydıdır.

Şüpheli, adli makamlar önüne çıkmadan ve gözaltı süresinde baroya başvurarak adli yardım alma hakkını kullanmalıdır. (CMK76-179) 

Gözaltı süresi yakalama anında başlar, kural olarak 24 saattir. 24 saat dolmuş ve gözaltı devam ediyor ise, hiçbir işlem yapmadan Cumhuriyet Savcısının "gözaltı süresini uzatma kararı" olup olmadığı sorgulanmalıdır. Yazılı uzatma kararı tebliğ edilmemiş ise, yakınları ve avukatı tarafından şüphelinin derhal salıverilmesi istenilmelidir. (CMK 91) 

Şüphelinin beyanlarına dayanmayan ve önceden hazırlanmış matbu evraklar, CMK aykırıdır. Bu tür evraklar, hiçbir şekilde imzalanmamalıdır!      

Ahmet Usta


20 Mayıs 2013

Beslenme, Asit, Kola, Su


Beslenme ve Sodyum-Potasyum Dengesi

Modern yaşam koşulları içinde inorganik ve işlenmiş gıdalara dayalı beslenme sonucu, genel olarak bedenlerimizde hücre düzeyinde sodyum birikimi artmış ve potasyum dengesi azalmıştır. Potasyum seviyesindeki azalmanın yanı sıra, yeterli magnezyum alım oranındaki düşüş, hücre enerji döngüsünü zayıflatmaktadır.

Asit

Asit, maddenin su ile teması sırasında hidrojen iyonlarının etkisi ile ortaya çıkar. Tükettiğimiz gıdaların çoğu asit içerir. Limon ve sirke, beden için faydalı asitik besinlerdir, mide de sindirim için asit kullanır.

Organik Asit

Canlılar, organik asit üretirler. İnsan bedeni için gerekli asitler, bitkisel ve hayvansal organizmalardan elde edilmelidir. Organik asitler, insan hücre döngüsü içerisinde kalıntı bırakmadan metabolize olurlar.

İnorganik Asit ve Beslenme 

Asit bazlar, vücudun proteini emzimlemesi sonrasında ortaya çıkar. Fazla protein alımı metabolizmada, nötr değerlerin üstünde asit oluşumu yaparak, başta karaciğer ve böbrekler için sorun yaratır. Limon ve sirke gibi besinlerin organik asitleri, metabolizmanın enzimleyebildiği çoğunlukla faydalı asitlerdir. Sentetik olarak üretilmiş ve işlenmiş gıdalarda kullanılan maddeler ise, yapılarından dolayı metabolizmada enzimlenmesi zor inorganik asitlerdir.

Fast Food ve Mineraller

Temel sorun, Böbrekler yolu ile atılamayan asitlerin, örneğin sülfür asit, vücudun diğer organlarına yayılmasıdır. Vücut içinde biriken asitik bazlar, zamanla hücre-doku mineral dengesini dejenere etmeye başlar. Asitik yapının metabolizmada birikmesi sonucu değerli yaşamsal minareller (sodyum, potasyum, magnezyum ve kalsiyum) düzensiz harcanmaya başlanır. Bu bağlamda, doğal ve sentetik protein kaynaklarının (kırmızı et ve fast food) ortalama değerlerin üstünde tüketilmesi, vücut asitik indeksini yükseltir ve sağlıksız beslenmedir.

Doğal ve Yapay Mineral Desteği

İlaç yolu ile alınan mineral destekleri (kalsiyum, magnezyum hapları) tedavi açısından faydalı olsa dahi organik mineraller (sebze, lifli besinler) kadar sağlıklı değildir. Öncelik doğal beslenme ile gerekli mineral desteğinin alınmasıdır. Aşırı sofra tuzu ve şeker kullanımı, işlenmiş gıdalar olarak vücut mineral dengesini bozdukları için asitik metabolizma oluşumuna ve birçok kronik rahatsızlığa neden olur. Sebzeden aldığınız sodyum mineral ile, softa tuzundan aldığınız sodyum mineral hücre ve organ sağlığında farklı etkiler gösterir. Sofa tuzu, organlarımızın ihtiyacı olan sodyumu tam olarak karşılayamaz, sadece lezzet katkısıdır. Gerçek mineral desteğini sebzelerden elde edebilirsiniz.

Kola ve Gazlı İçecekler

Kola ve benzeri gazlı içecekler yüksek oranda asitiktir ve işlenmiş tatlandırıcı içerir. Gazlı ve şekerli içeceklerin ortalama pH değeri 3.0 dır ve günlük olarak “yüksek doz” kullanılması, başta obezite olmak üzere metabolizma sorunu yaratır. Asitli içeceklerin içinde bulunan işlenmiş şeker ve genetiği değiştirilmiş mısır şurubu (fruktoz) gibi inorganik mineraller, doğal olmadığı için hücre enerji döngüsünü düzensizleştirir.

Su

İnsan vücudunun büyük bölümü sudan oluşur. Hücre yenilenmesi ve bağışıklık sistemi için temel besin kaynağımız sudur. Su, öncelikle asit artıkların vücudumuzdan atılması için “yeterli” derecede tüketilmelidir. Doğal kaynaklardan içilen suyun alkali değeri yüksek iken, pet şişelerden satılan suların pH değeri çoğunlukla nötr değerlerindedir. Gündelik su tüketiminde 8 ve üzeri pH değerine sahip su ürünleri kullanılmalıdır. Metabolizmanın pH değerinin 7.4 olduğunu düşür isek, genelleme olarak 8 pH değeri bazik unsur göstererek vücutta birikim yapan asitik oluşumunu engellemek için en sağlıklı kaynaktır. 

Tabi ki su, doğru beslenme davranışı olmadıkça tek başına önleyici besin olmaz ve etkisi sınırlı kalır.


Ahmet Usta