Donanım ve yazılımlarıyla (software & hardware) zaten PC pazarındaki
üstünlüğünü ve marka değerini göstermiş olan Apple, ilk önce iPod ile atağa kalktığı mobil dijital araçlar pazarında
genişleme hareketini iPhone ve iPad ile devam ettiriyor. Diğer telefon
üreticileriyle donanım-yazılım-uygulama lisans kavgaları süre dursun Apple, iPhone
ve iPad ürünlerinin yeni sürümleriyle pazarda daha uzun süre liderliğini
sürdürecek görünüyor.
Apple,
kurucu CEO’sunun ölümünü dahi bir wom marketing stratejisine çevirdi mi?
Sonuçta “Her gününü, son günün gibi yaşarsan sorun ortan kalkar” diyen başarı
makinesi (?) rahmetli CEO ve yönetim ekibinden bahsediyoruz.
Yatırım bilançosu içerisinde pazarlama faaliyeti olarak reklama kısıtlı bütçe ayıran firma
“şirketin reklama ihtiyacı yok, mal
ortada” gibi bir alt metinle her kullanıcının kafasında marka değeri olarak
“silinmez” bir şekilde yer etmiş bulunuyor. Şirket, pazarlama
faaliyetlerini daha çok halkla ilişkiler ve ürün deneyimi aktivitelerine yönlendirmiş
bulunuyor.
“Pazarlama, üretim için gerekli
talebi oluşturmaktır” tanımında hareketle Apple şirketi, marka olarak pazar
değerini uzun yılları içine alan stratejiler sonucunda oluşturdu. Apple,
ihtiyaçlar piramidinde kendine global bir yer edinmiş bulunuyor.
Şirket, kitleleri ve kitle iletişim araçlarını yönlendirici güce sahip küresel
şirket olarak kendini konumlandırdı. Pazarlamanın amacının “gerçek müşteri”
topluluğu oluşturmak olduğunu düşünülür ise, Apple’ın marka tutundurma çalışması, reklam değil daha çok görünür ve
gizli PR (halkla ilişkiler) uygulamalarıdır. Bu stratejik uygulamalar, reklam
mecraları benzeri ölçülemez ama etkisi çok güçlüdür. Şirket, ayrıca wom –seed –
ghost writting adı altında “toplu söylenti” ile pre-lansman ve re-lansman çalışmaları
yapıyor.
Son
olarak Mayıs 2012’de Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün Silikon Vadisinde şirket
yöneticilerine yaptığı rica, Eylül ayında Apple tarafından uygulamaya sokuldu. Sayın Cumhurbaşkanımız, ziyareti sırasında iPhone
IOS 6 işletim sistemi için Türkçe karakter desteği isteyerek Türk
tüketicilerinin beklentisi dile getirmişti. Bu gelişme, Müşteri sadakati
geri dönüşüm uygulamalarında üst siyaset kimlikler ile serbest pazar
yöneticileri arasındaki yenilikçi çözümlerden biri olarak değerlendirilebilir.
iPhone,
Apple’ın marka kimliğinin farklı segmentte başarıyla uygulanmasıdır. Yaratılan “mahalle baskısı” pozitif ve
negatif tüm algılarıyla, markanın kullanım değerinin talepleştirilmesidir. Yaratılan
arz, bireylerdeki duygusal tatmin talebinin oluşturulması ve karşılanmasıdır.
Apple markasını canından çok seven
“marka sadakati bağımlılarına” küçük bir öneri: Google’da
“Apple’ın Çin’deki üretimi Foxcoon’da çalışma koşulları” benzeri arama
yapıldığı takdirde firmanın üretiminde
çalışmanın nasıl çetin çalışma koşulları getirdiğini görebilirsiniz: Elma’yı
yemişler J
Ekim 2012 itibariyle iPhone tüm
dünyada yaklaşık 47 milyon adet sattı. Şirket son 5 yılı yıllık ortalama 30
milyar dolar kar ile kapatıyor. Firma, deyim yerindeyse sıkışan A.B.D pazarını
para hareketliliği ile ayakta tutuyor. Apple’ın toplam mali değeri 620 milyar
dolar oldu.
Apple, artık dünyanın çeşitli milletlerinden oluşan “Dijital Cumhuriyetimiz” olarak kabul edilebilir. Sen, çok yaşa Apple…
Ahmet Usta
çok güzel bir yazı
YanıtlaSil