Cem Yılmaz Fenomeni
Tür:
Komedi, Show
Türk sinemasında bir ilk: Sinema olamayan sinema filmi gösterimi!
Evet,
dünya sinemasında belki de daha önce olmayan bir şey oldu. Ticari gösterim ağında, “sinema
üretimi olmayan dijital bir gösteri” sinema salonlarında gösteriliyor. Beklenti ve ihtiyaç yaratmış bir komedyen
olarak Cem Yılmaz ürünü dijital stand-up gösterimi, 2 hafta içinde 3,5 milyon
izleyiciye ulaştı. Sanırım, 15 günlük
süreçte, dijitalize edilmiş bir Show’un yüksek seyirci kitlesine ulaşması, dünya genelinde iletişim-dijital medya vakasıdır.
Yazıda Cem Yılmaz’ın esprileri nakledilmeyecek çünkü!
Kural 1: Bir Cem Yılmaz esprisini veya anekdotunu
anlatmaya veya mizansen olarak canlandırmaya kalkar iseniz, çoğunlukla başarısız olursunuz. Bunun temel
sebepleri basittir. İlk önce dil, doğası
gereği ikincil aktarımda sınırlanma yaşar, daha önemli engel ise Yılmaz’ın
kişisel artikülasyon ve gramer yapısındaki biricikliği nedeniyle taklidi/yeniden
üretimi çok zordur. Böyle bir girişimde bulunur isem şayet, esprinin yada anekdotun
ironi ve nüansları kaybolacak, ortaya
kaba bir mizah çıkacaktır, bu da mesajımın kitle-birey tarafından sığ-klişe
algılanmasına, hatta iletişim
kirliliğine sebep verebilir.
Fundamentals 3.1.13 |
Yeni bir sinema türü: Komedi-Show
Yılmaz’ın gösterimi
ile komedi-show diye yeni bir sinema alt türü ya da gösterim türü başlayacak
diyebilir miyiz?
Fundamentals’ın yakaladığı ticari başarı,
diğer yapımcıları ve komedyenleri de harekete geçirecektir ama Yılmaz’ın
mizahi gücüne yakın bir performans göstermek yoğun emek ve beceri istiyor. Sanırım, bu
yeni türün, üretim ekonomisi olarak, tv
prodüksiyonu standartında ucuz ve kolay teknik altyapı kullanması, çok sayıda
kötü örneği sinema salonlarına taşıyabilir. Yükselen sinema prodüksiyonları
maliyetlerine karşı kolaycı bir akım başlayabilir. Umarım böyle bir altyapı ve
sektör oluşmaz ve “sinematografi” kelimesi en azından tanım olarak sinema
salonlarında çıtasını kaybetmez.
Cümlelerinin içinde yarattığı ara cümleler
Psikanalizin dilini
kullanmadan, spontane şekilde cinselliğin ve gündelik hayatın psiko-analizini
yaparken Cem Yılmaz, hiçbir zaman kolaycı bir entektüaliteye ve sosyolojik
genellemelere sırtını yaslamıyor.
Cümlelerinin sonlarında ve başlarında
yarattığı ara cümlecikler ile Alman
üstadın “Bu dâhil tüm genellemeler yanlıştır” düsturunu, komiklik değil, mizah yapmak
için ilke edinmiş görünüyor.
Cem Yılmaz |
Fundamentals - Temellerimiz
Analog
iletişimden dijital medyalara geçişteki hızı vurgulayan Yılmaz, bir mizahçı olarak bence belli bir Ariflik
örneği sunarak, gelecekte, bizlerin
yaşamda domine edecek temel unsurun artan mobilite ve hızı olacağının altını
çiziyor.
Yılmaz, gündelik yaşamda performans sunumlarını ve oyun hallerini, Pişekar olarak toplayıp, nadasa bırakmaya devam ediyor, sonra ekip, seyirciye sunmaya devam edecek. Bu anlamda, Yılmaz için yaşadığı habitatın önemi yok, mizah üretmesi için yaşam alanında bir-iki insanın yaşaması yeterli görünüyor.
Bence, hepimizin
toplumsal hayatına, sirayet eden eziklik ve böbürlenme arasındaki sarkaç Cem
Yılmaz’ın mizah üretimi için temel enerji kaynağıdır. Toefl almış Türk turistin, pasaport memuruna kendini Anglosakson şive ile kanıtlamya çalışması yada mobil iletişimde kimliğini ortaya koymak için Twitter mecrasında sabah “işteyim, sıkılıyorum yaaaa” akşamda “Pargalı bu hatayı yapmayacaktı amaaa” diye atılan tweetler üzerinden kendimizi ifade etmemizin temellerini inceliyor. Yılmaz, kadın-erkek ilişkilerindeki gerçek ve klişe birlikteliğinin içinde parlak
zekasıyla, hala söylenecek sözü olan popüler Meddahımızdır.
Var ise bir ana fikir!
Fundamentals’ın tek kişilik sinema gösteriminden, bir
film izlercesine alınabilecek mesaj ise, ”Eh Türk insanı; kendinize, emeğinize ve
halinize acı yada komik sahip çıkın” olabilir.
Biz, fena halde
birbirimize benzeriz!
Ulusal mizahçımız, 2. Dünya savaşı sonrasındaki buhranlar içinde varoluşçuluğun yertsiz-yurtsuz sesi Albert
Camus‘un dediğini farklı bir vehçede söylüyor “Ne olursa olsun, kendine sahip
çık”