13 Ocak 2013

Web Dünyasının Tarihi ve Semantik Web Nedir?


1990’lı Yıllardan Günümüze Web Dünyasının Gelişimi


World Wide Web’in temelini HTTP protokolü (Hypertext Transfer Protocol) ile HTML (Hyper Text Markup Language) oluşturmaktadır. HTTP ve HTML, Web’in temeli olarak CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) ağı çatısı altında çalışan bilim adamlarının iletişimi için Tim Berners Lee tarafından, 1980’li yılların sonunda geliştirildi. CERN’de kullanılan teknolojik altyapı, Arpanet’e dayanıyordu. 

Arpanet, 1950 yılların sonrasında A.B.D’nin rekabet halinde olduğu S.S.C.B’ne karşı uzay teknolojilerinde geri kalmamak için kurduğu, Amerikan üniversitelerini entegre eden bilimsel bir ağdı. 1990’lı yılların ortalarına doğru, CERN tarafından kullanıla Web teknolojisinin insanlığın hizmetine sunulması kararlaştırıldı. 1990’lı yıllarda hizmete sunulan Web’le birlikte insanlık, matbaanın icadından bu yana hiç görmediği bir hızla, siber-gündelik değişiklikler yaşamaya başladı.

Web dünyasının gelişimi, web 3.0 ve semantik web gibi tanımlamaların değerlendirilmesi için daha önce yayınladığım "Web 3.0 nedir? Ne olabilir?" isimli yazıma bakabilirsiniz. Web 1.0, 2.0, 3.0 Ne Demektir? Semantik Web Nedir?


Web dünyasının ilk nesli Web 1.0, (1995-2000) yalnızca HTML belgelerin yer alabildiği “donuk” sunucu tabanlı bir yapıya sahipken, Web 2.0 (2000-2010) ile birlikte insanların aktif olarak katılabildiği etkileşimli ve kullanıcı tabanlı bir dijital dünya doğdu. Web 2.0’ın İlk örneklerini forum, chat ve illegal paylaşım platformlarının oluşturmuştu. Web 2.0 ile bilirlikte yaşanan gerçeklik, ikincil yaşam/second life olarak kabul edildi. Web 2.0 ile birlikte günümüzün vazgeçilmez dijital iletişim mecraları; YouTube, Facebook, Twitter ve bezerleri hayatımıza girdi. Gelinen noktada, on-line ve off-line dünya bütünleşti.

Semantik Web - Semantic Web

WEB 3.0 Teknik Olarak Nedir?

World Wide Web iletişim ağında, veri kaynakları HTML ve XML işaretleme dili içinde tanımlanmaktadır. Semantik web ile birlikte düşünülen RDF işaretlemesi ve OWL dili sayesinde, web ortamındaki veri bilgisayarlar tarafından kolayca yorumlanacaktır.
Şuan da kullandığımız web,  XML işaretleme dilini kullanmaktadır. XMLweb kaynağı dokümanlar için “yüzeysel söz dizim kuralları ve tanımlamalar” sağlar.

RDF (Resource Description Framework – Kaynak Tanım Çerçevesi)  ise, web ortamındaki nesne ve özelliklerini değer olarak yeniden tanımlayacak gelişkin veri modellemesidir. RDF dilinin temeli, XML sözdiziminde ifade edilebilir. RDF, XML’in kaynak tanımlama sözcük kümesini genişletmekte ve yorumlamaya hazır halde getirmektedir.

Web teknolojisinin gelişim süreci - The development process of web technology

RDF 

RDF işaretlemesi oluşturulan veri modellerinin karşılaştırmak ve yorumlamak için anlamlandırma dilleri gerekmektedir. Ontoloji dilleri, web verilerini anlamlaştırmak için çok daha güçlü nesne ve özellik yapılarını kullanır. Semantik web için OWL dili standart olarak kabul edilmiştir. OWL’nin açılımı, ontology web language’dir ve W3C konsorsiyumu tarafından geliştirilmektedir. (W3C-2002) Bu konuyla ile olarak  "W3C ve Dbpedia nedir?" isimli yazıma bakabilirsiniz.  W3C ve Dbpedia nedir?

OWL

OWL, Anlamsal Web’in gelecekteki uygulamaları için temel teknoloji dilidir. OWL, XML ve RDF tarafından sağlanan anlamların açıklanmasını ve yorumlanmasını sağlamak için geliştirilmiştir. OWL, kaynak verilerinin özelliklerini ve sınıflarını tanımlamak için daha fazla sözcük grubu ve hatta cümleler kullanmayı amaçlamaktadır.

OWL dilin geliştirilmesi bittiğinde standart bir ontoloji dili olarak, birçok bilişim uygulaması kolaylık ve eşgüdüm kazanacaktır. OWL, XML tabanlıdır yani dönüşüme açık açıktır. OWL, Kullanılan web dillerinin içeriğini yorumla amacıyla web işaretlemenin dilinin yaşamakta oluğun evrimin son aşamasıdır. XML, bir ürün listesini sadece veri parçası olarak işaretlerken; OWL indekslenmiş veriler arasında çapraz sorgulamalar yapabilecektir.

Web standartları - Standarts of  Web

Semantik Web Neleri Çözebilir?


Web 2.0 dünyasının gelişimine rağmen işlevsellik problemleri hala devam ediyor. Başta Google, Bing, arama motorları anahtar kelime bazlı çalışaraktan, html içine gömülü bir “keywords dünyası” yaratmış durumdalar. Kelime bazlı arama hem kullanım beklentilerini karşılamıyor hem de kullanıcıyı pasifleştiriyor. Diğer yandan içerik üreticilerini Seo kavramı ve tekniği adı altında zararlı uygulamalara da yönlendirebiliyor. 

Web ortamındaki bilgilerin metin olarak indekslenmesi, arama motorlarının ve bilgisayarların veriler arasında ilişki kurmasını sınırlıyor. Şuan ki noktada kullandığımız bilgisayar ve işletim sistemlerinin, Web ortamında karşılaştığı içeriği yorumlayamaması hem güvenlik ve hem de bilgi doğrulama sıkıntısı yaratıyor. Soruna çözüm olaraktan, web dünyasının bilgisayarlar tarafından anlaşılabildiği yeni nesil bir web düşünüldü: Semantik Web yada Web 3.0

Geliştirilmeye devam eden Semantik Web uygulamalarının bir kısmı şimdiden hayata geçirildi. Sosyal ağ sitelerinde “şu kişiler profilinize değerlerinize göre arkadaşınız olabilir?” veya “bunu beğendiyseniz, şunu da beğenebilirsiniz” gibi yönlendirmeler web 3.0 ilk uygulamalarıdır.

Semantik Web ile Web 2.0 arasındaki en önemli fark, arama motorları teknolojisinde görülecek. Şimdilerde  “bunu mu demek istediniz” diyen arama motoru, sorgulayıcı kelimelerin yerine cümle yazdığınızda “şöyle yapmalısınız” veya “geçen hafta ki, sorgunuza dayanarak şöyle olabilir” benzeri sorgu sonuçları verecek.  Hatta, semantik web içindeki bir kullanıcı, arama motoruna kelime değil, “cümle soru” sorabilecek ve cümlelerine anlamlı cevaplar alıp, aramasında gelişmiş ifadeler kullanabilecek.

Diğer yandan kullanıcının belki de, tüm bilgi ve ilgilerine teknik olarak sahip olan semantik yapı, yeni bilgi ve deneyim arayışlarının önüne geçebilecek veya denetleyip, manipüle edebilecek.

Semantik Web, çok şey vadediyor.

Ahmet Usta

Kaynak:
http://www.w3.org/
http://tr.wikipedia.org/wiki/Anlamsal_ağ
http://www.akyokus.com/presentations/

7 Ocak 2013

Konuşmayı Tanıma Ve Yazıya Çevirme Teknolojisi - 2


Konuşmanın Yazıya Dönüşmesi

Konuşmayı tanıma teknolojisi yazılımları; mikrofon aracılığı ile alınan veriyi, kullanılan akustik algoritmalar ile programın benzerlik havuzu kütüphanesindeki kelimelerle karşılaştırır ve tanımlar. Bu alandaki yazılım ve uygulamalar, verimlilik ve başarı göstermesi açısında tekil kullanıcı deneyimine bağımlıdırlar. Kullanıcı tarafından yazılıma kişiselleştirme yapılmadığı takdirde, İngilizce dilinde dahi yeterli verimlilik sağlanamaz. 

Eğitim-training süreciyle kullanıcının; yazılımın anlama ve metne dönüştürme hataları düzeltilip, yeniden tanımlayarak yazılımın "recognition" yani tanıma kapasitesini ve akustik algoritmasını yükseltmesi gerekir. Daha da önemlisi, "kişisel telaffuz" ve fonetik değerlerin algoritmaya tanıtılması, format dönüştürme ve dikte edebilme performansını arttıracaktır. Kullanıcının yazılımı, eğitim-training ile kişiselleştirmesinin yanında, “kaliteli mikrofon ve kayıt ortamındaki çevre koşulları” da ayrıca önemli verimlilik etkenleridir. 


Windows Konuşmayı Tanıma Yazılımı - Windows Speech Recognition


Mobil uygulamalar ve medya çalışanları

Apple mobile iOS ve Linux tabanlı Google Android mobil işletim platformlarında kullanabileceğiniz Speect To Tex - Speech Recognition uygulamaları mesleki olarak “Not alma ve Yayıncılık” (Take Noting and Publishing) alanlarında da rahatlıkla kullanılıyor. Özellikle basın açıklaması, toplantı notları ve röportaj ses kayıtlarını hızlı şekilde metne çeviren başarılı mobil uygulamalar, şimdiden medya çalışanlarının hayatına girdi. STT - TTS uygulamaları, gelişen ve hız kazanan mobil gazetecilik ve online medya yayıncılık ortamındaki rekabet indeksinde vazgeçilmez ses teknolojileri olarak kullanılıyor.

Kalem Ve Defter?

Konuşma sesinin, metin (text) haline dönüştürülmesiyle defter ve kalem, yakında “Masumiyet Müzesi” sergi alanlarına taşınacak görünüyor. Konuşmayı yazıya çeviren program teknolojileri, gelecekte belki de okuma ve yazma süratimizi ve alışkanlığımızı belirleyecek. Arama motoru çubuğuna tam tanımlı cümleler yazmaya dahi üşenen "dijital doğanların", gelişen uygulamalar sonucunda gelecekte "pasif okuma-yazama" alışkanlığı kazanacağı söylenebilir.

En Önemli Ücretsiz Yazılımlar (Free License - GPL)

VoxForge: Linux, Windows ve Mac üzerinde çalışan "açık kodlu" ses tanıma motorlarında kullanılmak üzere ses kayıtları toplamak için geliştirilmiş bir havuz sistemdir. 
www.voxforge.org/
MARF (Modüler Ses Tanıma Çerçevesi): sesli mesaj, ses, konuşma, yazı ve doğal dil işleme (NLP) algoritmalarından oluşan Java programı dilinde yazılmış açık kaynak kodlu araştırma ortamıdır. 
http://marf.sourceforge.net
CMU Sphinxhttp://cmusphinx.sourceforge.net
HTK: Microsoft lisanslı "açık kaynak" sistemdir, özellikle yapay zeka çalışmalarında kullanılmaktadır.
http://research.microsoft.com/en-us/groups/srg/downloads.aspx
Emacspeak: görme engelliler için bilgisayar ile konuşma ara yüzü olarak geliştirilmiştir.
http://emacspeak.sourceforge.net
eSpeak speech synthesizer: Linux ve Windows ortamlarında çalışan yazılım, "konuşma sentezleyicisi" olarak işlem yapmaktadır.
http://espeak.sourceforge.net
iATROShttps://prhlt.iti.upv.es/page/projects/multimodal/idoc/iatros/download
SHoUT toolkit: http://shout-toolkit.sourceforge.net


Apple Siri: "Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?”


Geleceğin yapaya zekâsının en net uygulama örneği, Apple Siri’dir. Pratik olarak aldığı sesli komutları anlamakla yetinmeyip, yapay zekâsı ile ilk cümlenin sentaks yapısına uygun olarak, gelecek ikinci cümleyi/soruyu anlama ve cevap verme yeteneğine sahip bir uygulamadır. İngilizce olarak değerlendirildiğinde, gerçekten başarılı bir kişisel asistandır Siri. 

Siri, kısaca yapay zekâsı gelişmiş bir voice dictation" uygulaması/app dir, diyebiliriz. “Siri, yarın sabah beni uyandır” dediğinizde  “tabi ki efendim saat kaçta?” biçiminde semantik sorgulamalar yapabilmektedir ve İngilizce "speech recognition" kütüphanelerinin altyapısını kullanarak, geçmiş yılların bilim-kurgu filmlerindeki bazı sibernetik özlemleri şimdilik kısıtlı oranda karşılayabilmektedir.


Sir: "Size nasıl yardımcı olabilirim?" - "How I can help you with"

Fakat şuanda Siri uygulamasının ciddi dil sorunu bulunmaktadır. İngilizce, Almanca ve Fransızca dilleri dışında 2012 itibariyle başka dillerden kullanılamıyor. Gelecek, tabii ki Siri ve benzeri uygulamaların pratik kullanımları ile şekillenecektir. Dil paketleri ve semantik veri havuzunun gelişmesiyle sesli komut uygulamalarının, bir işletim sistemi biçiminde gelişip, cloud/bulut teknolojisiyle entegre olarak evrimleşmesi bekleniyor. Tabi ki en büyük engel, yine insan ve onun konuşma pratikleri arasındaki farklılıklar olacak gibi görünüyor.

Google Voice Search Uygulaması

Değişik dillerin ve şive farklılıklarının çözümüne yönelen Google, Siri ile büyük bir çıkış yakalayan Apple’in dünya dillerindeki yetersizliğine karşı bir çözüm getirdi. Sonradan piyasaya girmesine rağmen Google, speech recognation uygulamasında Apple’in önüne geçmeyi belli oranda başardı. Google Voice Search, yerel dillere verdiği önem ile yapay zekâ içermese de, ses tanıma olarak şuanda dünya genelinde kullanılıyor. Google ve Apple arasında rekabetin sesli komut uygulamalarında da devam edeceği kesin görünüyor.
Google sesli arama - Google voice search
Google, Türkiye’yi öncelikli ülkelerden biri olarak kabul ettiği için ikinci dil paketi açılımında, Türkçe'yi "Voice Search" yapısına dahil etti. Google sesli arama için dünyanın tüm yerel dillerini içine alan ar-ge çalışmalarına devam ediyor. Her dil için bir milyonu aşan kelime ve telaffuz havuzları oluşturuyor. Ayrıca Google Voice Search, Gmail kullanıcılarına Amerika ve Kanada sınırlarında ücretsiz telefon görüşmesi hizmeti sunuyor.  

Konuşmayı Yazıya Çeviren Teknolojiler Ve Güvenlik-İstihbarat Birimleri

SR yazılımları, ulusal güvenlik gerekçeli “yasal dinleme” çalışmalarında yıllardır kullanıyor. Şüpheli isimler ve anahtar kelime tabanlı ses kayıtlarının incelenmesi, takip ve tanımlama sürecinin tarafsız olarak bilgisayarlar tarafından yapılmasını sağlıyor. Ulusal ve uluslararası güvenlik kurumlarının kullandığı ses dinleme ve metne dönüştürme yazılımları, kamusal olmuş teknolojilerden her zaman daha ileri seviyede olduğu için, daha yoğun ve verimli biçimde kullanılıyor. 

Güvenlik ve istihbarat birimleri ses tanıma teknolojilerini, daha iyi anlamlandırılmış kitle ve birey davranışları oluşturma ve kitle-birey ağını yönetme pratiğinde kullanmaktalar. Ulusal veya uluslararası güvenlik örgütleri de en çok bu teknoloji üzerinde çalışıyor ve tabi ki "gölge" yöntemlerle yetkin biçimde kullanıyorlar.
Speak to your phone

Kişisel Deneme

Google arama sekmesindeki mikrofon imlecini tıkladıktan sonra, mikrofonla sesli arama denemesi yaptım. Cümlem şu idi: “Ben, güzele güzel demem, güzel benim olmayınca “ Google sesli aramanın tanıması ve arama yapma cümlesi şu oldu: “ben, güzele güzel demem, güzel beni olmayınca”. Çok başarılıydı, %90 doğru tanımlama, semantik olarak ise sıfır hata! :))))

Gelecek günlerimizde “yazı uçacak ama söz kalıcı olacak” diyebilir ve sadece konuşabiliriz. 

Ahmet Usta

Kaynakça:
http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_speech_recognition_software#External_links
http://tr.wikipedia.org/wiki/Ses_konu%C5%9Fma_tan%C4%B1mlay%C4%B1c%C4%B1_yaz%C4%B1l%C4%B1mlar
http://voice-recognition-software-review.toptenreviews.com/voice-recognition-software-dictation-test.html

29 Aralık 2012

Konuşmayı Tanıma Ve Yazıya Çevirme Teknolojisi - 1


Bilgisayara ses ile komut vermek!


Konuşmayı tanıma ve yazıya çevirme teknolojisi, yakın geleceğimizdeki en önemli tekno-mobil gelişim olacak. Ses teknolojileri, internet ile gelen dijital iletişim dünyamızın tamamlanması ve “dijitalize” olmamız anlamında geliyor. Yeni ses teknolojileri programları, kendi içinde 3 kısma ayrılıyor: sesli arama, sesli komut ile yönetme ve konuşma sesini yazıya dönüştürme.

İngilizce’de voice dictation, speech recognition, speech to text gibi isimlerle nitelenen bu yazılımlarla; sesli arama ve mesajlaşma, ses ile arama motoru sorgulama, ses komutları ile işletim sistemini yöneltme, ses kaydını metin formatına çevirme ve metin formatını ses dosyasına dönüştürme gibi uygulamalar yapılabiliyor.
mobil uygulamalar  ve sosyal medya - mobile applications and social media


Konuşma tanıma ve yazıya dönüştürme (Speech Recognition – Speech to text) teknolojisi nedir?


Konuşmayı tanıma ve yazıya çevirme teknolojisi, (Speech Recognition – Speech to text – Voice Dictation) klavyeyi kullanmadan konuşarak komut verme ve konuşmalarınızı yazıya dönüştürme teknolojisidir. Bu teknoloji ile yazılarınızı konuşarak yazabilir, işletim sisteminizi sesle komuta edebilirsiniz. Konuşmayı yazıya dönüştürme teknolojileri, insanlığın teknolojiden beklediği son evrimi müjdelemektedir. Bu beklenti insanın en doğal iletişim biçimi olan konuşma ve dil yetisiyle, teknik araçların hızlı ve kolay kullanımının sağlanmasıdır. Tabi ki yüzyıllardır özlemi çekilen bu arayışın günümüzde geldiği nokta da, gelişim tamamlanmadı ama çok önemli mesafe kat edildiğini görebiliyoruz.

Windows  Speech Recognition İnceleme Videosu



SR, STT, VD, TS olarak tanımlanan konuşmayı tanıma programlarının açılımlarına bakarsak;

SR – speech recognition, konuşma sesini anlama, yazı dönüştürme ve işletim sisteminin sesle komuta edilmesidir. SR yazılımları, görme ve fizik engelli insanların bilgisayar kullanımına olanak sağlamıştır. Yazılım, kişilere işletim sistemlerini konuşarak klavyesiz yönetme becerisi kazandırır. 

STT – speech to text, sadece konuşmayı metne dönüştüren yazılımlardır. 

VD – voice dictation, çoğunlukla mobil sistemleri sesle komuta etme uygulamalarıdır ve en popüler olanlarıdır. VD uygulamaları; sesli komutla arama motoru kullanabilme, sesle mesaj yazma ve mesajı gönderme, olanaklarını sunmaktadır. 

TS - text to speech yazılımları ise, bir alt kategori olarak ses dosyalarını yazıya dönüştüren yazılımlardır. TS uygulamaları, daha çok medya çalışanlarının basın toplantısı ve röportaj gibi ses kayıtlarını hızlı bir şekilde yazıya döküp, deşifre etme ve ajanslara servis etme gibi alanlarda kullandığı bir önemli teknolojidir.

En Popüler Ses Tanıma Yazılımlarının İngilizce Test Sonuçları


1. Dragon Naturally Speaking: 17 hata, 93% doğruluk
2. Windows  Speech Recognition: 19 hata, 92% doğruluk
3. IBM ViaVoice: 11 hata, 90% doğruluk
4. MacSpeech Dictate: 12 hata, 94% doğruluk
5. E-Speaking: 34 hata, 86% doğruluk

Uyarı: test bireysel denemedir, optimist yaklaşılmıştır, genelleme içeremez!

En Çok Kullanılan Uygulamalar: Google Voice Search Ve iOS Siri


Apple mobile iOS ve Linux tabanlı Google Android mobil işletim platformlarında kullanabileceğiniz iki önemli uygulama var: Google Voice Search ve Siri. iOS tabanlı çalışan Siri uygulaması, yapay zekâ üzerindeki çalışmalar sonucunda Apple şirketinin piyasaya sunduğu bir hizmettir. Siri’nin lansman sürecinde “akıllı asistan/sekreter” olarak ön plana çıkarılması tüm dünyada ilgiyi bu uygulamanın üzerine çekmişti. Hatta Siri, Apple mucizesinin mobil ortamda göz bebeği olarak kabul edilmişti.

Siri: “Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?”


“What can I help you with?" sloganı ile lanse edilen Siri, iPhone ile yapay zekâyı evimize değil, elimize getirmeyi vaat ediyordu. Siri “İstekleriniz onun için bir emirdir” mottosu ile piyasaya sürüldü ve büyük ilgi gördü, başta İngilizce ve kıta Avrupası dillerinde çok yüksek oranda kullanım başarısı gösteren uygulama, Apple mucizeleri listesinde ilk sıralarda yer aldı, alıyor. Fakat Türkiye gibi Apple ürünlerine yoğun ilginin olduğu bir ülkede Siri uygulaması, Türkçe dil desteği henüz olmadığı için maalesef İngilizce kullanılıyor.
Siri:"What can I help you with " - "Sana nasıl yardım edebilirim"

Google Voice Search Uygulaması


Google Voice Search, Google’ın 2010 yılında çıkardığı bir uygulamadır ve mobil-deskop tüm sistemlere entegre edilmiştir. Google'ın telaffuz edilen kelimeleri, metin haline çeviren konuşma tanıma teknolojisinden faydalanan Voice Search, Android tabanlı olmasıyla özellikle İngilizce mobil ortamlarda çok başarı oldu. Google’ın diğer dünya dillerini geliştirmedeki beceri ve birikimi sayesinde, bu uygulama Türkçe olarak kısıtlı da olsa başarıyla kullanılıyor. Google Voice Search’un başarısında, Google ekibinin ekstra çalışmaları da çok önemli etki göstermektedir. Google, dünyanın değişik yerlerinde var olan dilleri, veri olarak kütüphanesine dahil ederken bir yandan farklı telaffuz örneklerini toplamaya devam ediyor ve şive farklılıklarını sistemine entegre etmeye çalışıyor.
voice search with Google - Google ile sesli arama


Google Voice Search ve iOS Siri  Karşılaştırma Videosu



Bilişsel bir özlem olarak, metin ve konuşma sesinin kendi aralarında dijital dönüşüm içermesi, insan doğasının online ve offline bütünleşmesinin son noktası olarak değerlendirebilir. Masaüstü-mobil yazılımlarla birlikte ses teknolojilerinin hayatımızda girmesiyle birlikte, “kalem-defter” gibi analog araçlarımız artık “retro teknikler” olarak kabul edilmeye başlanmış görünüyor.

Belki de çok yakın bir zamanda, ses komut teknolojileriyle, tüm dünyanın tek bir dilde (İngilizce) iletişime girmesi mümkün olabilecek. 

Ahmet Usta

Kaynak:
http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_speech_recognition_software
http://www.google.com/intl/tr/insidesearch/features/voicesearch/index-chrome.html
http://www.apple.com/ios/siri/



18 Aralık 2012

Hobbit: Beklenmedik Yolculuk


The Hobbit: An Unexpected Journey

Yönetmen: Peter Jackson
Senaryo: J.R.R. Tolkien’in Hobbit romanından Peter Jackson, Fran Walsh, Philippa Boyens
Oyuncular: Martin Freeman, Ian McKellen, Cate Blanchett, Ian Holm, Christopher Lee, Hugo Weaving, Elijah Wood, Orlando Bloom, Andy Serkis, Richard Armitage, John Bell, Luke Evans, Ryan Gage, Evangeline Lilly
Tür: Fantastik – Macera
Ülke: ABD, Yeni Zelanda – Süre: 170 dakika
Hobbit: Beklenmedik Yolculuk -The Hobbit Unexpected Journey- poster


Hobbit: Yüzüklerin Efendisi destanın öncesine gidiyoruz


Ve iyilerle kötüler yine mücadele ediyor. Tolkien’in, “Yüzüklerin Efendisi” romanının tarihi olarak öncesini konu alan Hobbit romanından uyarlanan Hobbit: Beklenmedik yolculuk, serinin ilk filmi. “Yüzüklerin Efendisi” sinema filmleri üçlemesinin yönetmeni Peter Jackson, yeni üçlemenin ilk filminde de anlatısına kaldığı yerden devam ediyor. Tüm dünyada büyük beğeni ve ticari başarı kazanan Yüzüklerin Efendisi efsanesinin tematik alt yapısını oluşturan Hobbit kısa romanı, Tolkien’in kaleminden çıkan fantastik Orta Dünya’nın temel hazinesini oluşturuyor.




Yeni macera: “ Yalnız Dağı” ejderhadan kurtaracağız…

Kahramanımız Bilbo, Hobbit topraklarında huzurlu bir hayat sürmektedir ve ülkesi Shire’de her şey güzel gitmektedir ama bir gün büyücü Gandalf aniden ortaya çıkar. Gelişmeler Bilbo’yu, 13 cüceden oluşan bir macera grubunun içine sürükler. Cücelerden oluşan bu grubun amacı, Ejder Smaug’dan Erebor’un kayıp Cüce Krallığı’nı geri almaktır. Bilbo, çıktığı beklenmedik yolculukta; Goblinler, Orklar, dev örümcekler, şekil değiştirenler ve büyücülerle dolu yollardan geçecektir.


Karakterleri hatırlayalım

Bilbo Baggins (Martin Freeman): Öksüz Frodo’yu evlat edinen maceracı adam. Bilbo, yüzüğün karanlık gücünden etkilenmeyen tek kahraman. Hem evcimen hem de maceraperest.
Gandalf (Ian McKellen): İyiliğin savunucusu ve bilge büyücü. Kötülüklere karşı mücadelenin lideri.
Gollum (Andy Serkis): Asıl adı Smegol olan yüzük yüzünden değişime uğramış bir hobbit. Şizofrenik, cinayetler işleyerek mağaralarda yaşıyor, kötülüğe meyilli, kendine yabancı, farklı diliyle dikkat çeken kahraman ve akıllardaki kelimesi: “Kıymetlimissss”
Saruman (Christopher Lee): En güçlü büyücü. Elf’lerin yanında huzuru temsil etse de gizli kötülüklerin yaratıcısı büyücü.
Thorin (Richard Armitage): Kayıp krallığı kurtarmaya çalışan 12 cücenin lideri, devrik cüceler kralı.
Smaug: Cüceler krallığını ele geçiren ejderha.
Elrond (Hugo Weaving): İyilerin yanında olan yarı Elf olan Rivendell kralı.
Azog (Manu Bennettt): Yaratık Ork’ların lideri, cücelerin düşmanı, ejderhanın askerlerinden.
Ve diğerleri 
Hobbit - poster 2

Yüzüklerin efendisi destandı, Hobbit ise masal!

Yüzüklerin Efendisinde yüzüğe hakim olacak tek kişi olarak Frodo ümit iken, Hobbit’de Bilbo bir yardımsever kahraman olarak rol alıyor, böylece Yüzüklerin Efendisi'ndeki epik fantastik evren, Hobbit’de evden kaçış masalı temasında naifleşiyor.


Tekrar Orta Dünya’dayız.

Tolkien romanlarının fantastik evrenin kendi dili, lehçesi, anlamı ve metaforu; sinemaya uyarlandığında teknik olarak eksiklik gösteriyor ama Peter Jackson’nun ustalığı bu açığı kapatıyor. Peter Jackson’un; aksiyon betimleme ve genel plan çekimleri, 3D ve Special efektleri kullanma başarısı, anlatının masalsılığını hep güçlü kılıyor. Gollum, karakterinin kişilik bölünmesi içerisinde nevi şahsına münhasır Orta Dünya karakteri olarak yer aldığı sahneler çok başarılı ve eğlenceli. 

Gollum 

Meraklısına: Hobbit ve Felsefe

İthaki Yayınları’ndan çıkan “Hobbit ve Felsefe”  kitabı,  Bilbo, Frodo, Gandalf ve Gollum karakterleri  ile Platon, Nietzche ve Kant gibi filozofların düşünce sistemlerini karşılaştırıyor. Temel olarak Tolkien’nin kaleminden çıkmış fantastik evrenin görünmeyen izleklerini inceleyen kitapta, Bilbo’nun macera tutkusu, Gollum’daki dönüşüm v.s. analiz ediliyor. Kitap, felsefe incelemesi altında Tolkien’in eserlerindeki  sanat, adalet ve güzellik arayışlarının sembolleştirilmesini çözümlüyor.
Hobbit - poster 3

 “Yolculuk, başladığı noktaya döndüğünde hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır” 

Joseph Camphell’in “Kahramanın Sonsuz Yolcuğu” adındaki klasik kitabının senarist ve sinemacıların başucu kitabı olduğu biliyor. Yolculuk temasının özellikle sinema gibi popüler sanatlarda kullanılması ile neredeyse “yolculuk” metaforundan “yol filmleri” denilen bir türün gelişmesi sağlamıştı. Hatta yol filmleri kendi içinde, gönüllü yolculuk ve tekin olmayan yolculuk gibi ikiye ayrıldı. Tolkien, Hobbit’de gönüllü yolculuk temasına yakın duruyor. Yüzüklerin Efendisi ise, kötülüğün beklenmedik ve karşı konulmaz görünümleri içinde kahramanların tekinsiz yolculuğunu anlatıyordu. 



Kahramanın sonsuz yolcuğu kitabının temelde anlattığı, insanın zaman olarak lineer-doğrusal hareket etse dahi, hareketin başlangıcı ve sonucu arasında döngüsel-çember bir hakikatin olduğudur. Gandalf’ın yada Tolkien’in dediği şudur: “Dünya kitaplar değil; orada, dışarıdadır." Kahraman yada kahraman olamayan, Bilbo’nun Gandalf’a dediği gibi “eve döndüğümde bir şeyler değişmiş olacak” hissiyatındadır. Yolculuk hikayesi yani huzurlu ortamdan tekinsiz bir maceraya çıkıldığında; bu sizin, Bilbo’nun yada Odysseus'un maceraları da olsa, çember tamamlanmayacak ve hareket noktasına geri döndüğünüzde değişmiş yada daha da yabancılaşmış olacaksınız.
Hobbit - poster 5

Sonuç olarak Hobbit; Üç boyutlu teknoloji ile gelen 3 saatlik bir masal. Kaçmaz!

Ahmet Usta

16 Aralık 2012

Dijital Doğanlar ve Online Davranışları


Yaşadığımız offline veya online sistem, bizi gittikçe sarmalıyor. Dijital doğanların, tekno-mobil hayat ile daha bütünleşik olmaları; onları daha vandal kimliklere sokabiliyor. Kamusal olma, her yerde görünme isteklerimiz, belki de tek bir kimlik dahi oluşturamamamızın sonucunda ortaya çıkıyor. Sosyal medya dünyasındaki iletişim; kamusal öfkelerimizden boşalırcasına trend tabiriyle ezikleme-atarlama biçimlerinde kendini gösteriyor. Sokağın kalabalığı içerisinde yitip giden  “delikanlı”larımızın yerini, kampanyalar-promosyonlar-hediyeler peşinde sektörleşen ve giderek büyüyen “klavye delikanlıları” alıyor. Sosyal medya mecraları, parazitlerle dolu bir maceraya dönüşüyor.

Login Yaşayanlar

Dijital doğanlar, siber kültür içindeki oyun ve topluluklarda temsili olarak değil, kişiliklerini motive ederek hareket ediyorlar. Şimdiki çocuklar yani “harika çocuklar”, sanal dünyada eski kuşaklar gibi oyun oynamıyor, oyunu yaşıyorlar, gerçeklikle bağlantılarını oyun içinde eritip, hiper-gerçekliği bedenleştirebiliyorlar. Hiper-gerçekliğin, kişi ve kitlelerce kabul edilmesi 90’li yıllarda belli bir entelektüel içgörü gerektirirken, dijital doğanlar bu hali bilişsel olarak oyun içinde yaşıyorlar. Belki de sonuç: Game Overdose

photographer-Philip Rebstock 

Yeni kuşak, önceki kuşakların yaşadığı teknik-ekonomik ve estetik zorlanmayı, dijital dünyada yaşamıyorlar. Gittikçe artan bir medya görseli karmaşasında, “emek vermeden yemek” ya da “tez yoldan parayı bulmak” halleri, dijital doğanlar için “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” anayasa maddesi olmuş görünüyor. Sahip olunan dijital kimlikler, çeşitli illegal seeding ya da trolleme çalışmalarıyla pazar ekonomisine entegre ediliyor. Viral ve amorf stratejiler, kişi ve toplulukların amaçlarına hizmet ediyor.

Gelecekte Sosyal Medya Dili

Tabi ki sosyal medya ile gelen yeni medya, yeni etkileşim biçimleriyle beraber önemli değişimler getirecektir. 140 karakterle twit atarak kendini ifade etmek; yeni bir dil anlayışını, haber hatta şiir üslubunu oluşturabilir. Video izleme süresinin gittikçe kısalması, didaktik ve tekrarlayıcı rutin görsel içeriklerin elenmesini sağlayabilir, görseli daha efektif kılabilir. Durum güncellemelerinin 3 satırı geçmemesi,  hal ve gidişat hakkında daha nesnel bilgi verebilir. Her değişim, tabi ki fırsatları ve kullanım handikaplarını beraberinde getirecektir.

Ahmet Usta 

9 Aralık 2012

Çakallarla Dans 2 - Hastasıyız Dede


Yönetmen ve senarist: Murat Şeker
Oyuncular: Murat Akkoyunlu, Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Timur Acar, Doğa Aziz

Çakallarla dans 2 - Hastasıyız dede - Afiş

Hapishaneye düşen dört kafadar, sıkıntılı günler yaşarlar. Kafadarlar, hapishanede tıbbı denek olmaları karşılığında şartlı tahliyeden yararlanıp, tekrar dışarı çıkarlar. Kahramanlarımızın amaçları, artık çakallık yapmadan temiz yollarla hayatlarını sürdürmektir ama yaşadıkları karşısında tekrar yılgınlığa düşüp, eylem kararı alırlar.

İlk filmin vizyonda ve sonrasında internet üzerinde büyük ilgi görmesi üzerine ikincisi çekilen Çakallarla Dans 2: Hastasıyız dede, tipik son dönem Türk komedi filmi. İlk filmin fan kitlesine güvenerek iyi gelir hedefleyen film, popüler komedi filmlerinin bildik trüklerini kullanıyor.

Mahalle kahramanlarımız, yılgınlıkla isyan bayrağını açıp AVM'de eylem yapmaya, halkı "Tüketmeyin, tükenmeyin" söylemine çekmeyi amaçlıyorlar, fakat yapılan planlar beklenmedik yerlere gidiyor.

Tabi ki bir dilin zenginliği olarak argo, karakter sloganları ve oyuncuların doğaçlaması filmi komik kılıyor fakat genel aksiyon olarak ortada “durum komedisi” yaratacak arızalar tam olarak gerçekleşmediği için filmin orta bölümleri komediden uzaklaşırken, eğlenceli finali ile genel olarak keyifli bir seyirlik sağlanıyor.


“Abiler! En sevdiğim balık Flipper”

Del Piyero'nun "Abiler! En sevdiğim balık Flipper” diyerek polislerden medet umması yada kimliksiz kimliklerimize gönderme yapan “Ne biçim adam lan bu! Türkçe bile küfür edemiyor” gibi incelemeler anlık kahkahalara neden oluyor.

Del Piyero Hikmet (Murat Akkoyunlu) ve Muhasebeci Servet (İlker Ayrık) sahnelerinin gerektirdiği gaglarda ve doğaçlamada çok iyi performans sergileyip coşuyorlar. Öte yandan gerek drama filmlerinde gerek ise bu filmde komedi performansı ile kayınço Gökhan (Şevket Çoruh) neredeyse klişe bile olmayan bir oyunculuk sergiliyor.

Başrollerde sosyal medya / twitter var…

Sosyal medya / Twitter filmin sonlarında sahne alıyor. Twitter, eksen karakter olarak filme girip kafadarların eylemlerinin amacından sapmasına ve yeni bir tezgâhın kurbanı olmalarına viral olarak etki ediyor.

Cezaevindeki Akıl babası yada yaşam felsefecisi Tayyar abinin isminin atfen Tayler Dördin olması ve filmin temel aksiyonu “AVM tüketime hayır!” şakası gerçekten hoş. Filmin sonunda Tayyar abinin asıl sistem mühendisleri kadrosundan olması ve “sistemi eleştirirken onun neferi olma” klişesi, filmin asli olarak hiçbir şeyi ciddiye almadığının başarılı bir anlatımı.

Yönetmen Murat Şeker’in sinemacı olarak,  70’li yılların Yeşilçam komedi-dram üslubunu yaşatma çalışması bu filmde iyi sonuç vermemiş. Yönetmenin ilk çalışması “İki film birden” filmi, komedi ile dram kaynaşması adına çok başarılı bir filmdi.

Filmdeki belden aşağı espriler ve argo,  bazen 10 numara 5 yıldız iken,  bazen de “2012 yılında hala bunlara mı gülüyoruz!” diye insanı şaşırtabiliyor. Filmin kapanış fragmanındaki çekim hatalarının, filmin genelinden daha komik olması bir başka ilginçlik bence. Final sahnesinde dört kafadarın yaşadıkları kumpas sonucu, karşı oldukları AVM'de animasyon grubu olarak görev almaları ve fonda Barış Manço’nun unutulmaz “Arkadaşım Eşek” şarkısı, sanırım filmin en akılda kalıcı sahnesi.

Çakallarla Dans 2,  kaçırılmayacak bir film olmasa da,  neşeli dakikalar geçirebileceğiniz bir Türk filmi.

Hadi dedeler, bekliyor nineler! :)

Ahmet Usta

3 Aralık 2012

İnternet Ortamında Pazarlama Ve Niş Ürünler Rekabet Analizi


Arz Yaratma

Pazarlama, arz yaratma zanaatıdır. Bu anlamda pazarlama sektörünün dinamikleri, internet ortamındaki pazarlama faaliyetleri içinde geçerlidir. Pazarlama çalışmalarında adı sıkça geçen,  4P kavramı online pazar ve niş ürünler içinde yol gösterici olacaktır.

Pazarlama Karması – 4P

Pazarlama karmasının 4 öğesini basitçe tanımlayarak ilerleyebiliriz.  4P: product (ürün), price (fiyat), place (dağıtım), promotion (tutundurma) faaliyetleri olarak “pazarlama karması”nı oluşturur. Pazarlama karması, Philip Kotler tarafından kavramlaştırılan bir paradigma, tabi ki gelişen pazarlar ve teknikler içinde yeni isim, şekil ve eylemlerle melezleşerek gelişmekte ve değişmektedir. Karmanın online dünyadaki karşılığı, ek tanımları ve eylemleri beraberinde getirmiştir.

Pazar Analizi

Niş (niche) olan yada olduğu düşünülen ürünün dahil olduğu pazarın analizi yapılmak zorundadır, tabi ki niş olabilme koşullarının belirlenmesi gerekiyor. Mesela battal boy kışlık elbise üzerinden niş konumlandırma hedefleyebilirsiniz ama pazar analizi sonucunda piyasa doygunluğu yüksek ise yada piyasanın mali hacmi online ticaret için yetersiz kalıyorsa, niş eylem planını revize etmelisiniz. Niş pazarın, küçük ama bakir bir alan olarak  verimlilik içermesi şarttır.

Hedef pazarımızın temel rakamlarını öğrenmeliyiz, tekstil pazarının alt dilimde bir niş pazar ise hedefimiz, bu pazarın, kurumları, kişileri, ürün fiyatları, kullanıcı kitlesi veri olarak elimizde olmalıdır. Temel kuralımız, rakipler ve fiyatlar ekseninde mali tabloların öğrenilmesi ve pazarın analitik olarak değerlendirilmesidir. Bu anlamda ekonomik dalgalanmaları görebilmek için geçmiş 2 yıllık dönem incelenmelidir.

Yeni ürünlerin ve dağıtım kanallarının satın alma davranışındaki etkileri, e-ticaretin protokol ve verimliliği, iş ortaklığı ağları ve partner şirketler, promosyon ağları,  B2B oluşumları ve web ağları, tedarik ve lojistik standartlar gibi başlıklarda niş pazar çember içine alınıp; mali, teknik ve online ortam içinde değerlendirilmelidir. Böylece arz sürecinin öncesinde maliyet rakamlarımızı belirginleştirmiş oluruz. Rakiplerin fiyat, kampanya, promosyon, iş ortaklığı yapılarının analizi ve bu analiz sonucunda elde edilen veriler ile, markamızın fiyatını ve ürün konumlandırmasını belirleyebiliriz. Ayrıca niş ürün arzı yapacak şirket, online ortamlarda tanıtım ve satış çalışmalarını teknik olarak önceden test etmelidir.

Pazar analizinin bir diğer halkası ise, Türkiye’ye gelmemiş trend hizmet ve ürünleri olgunlaşma sürecinde yakalamak için "yurt dışı pazar araştırması" yapmaktır. Yurt dışından elde ettiğiniz sonuçları yerli piyasa beklentileri ile karşılaştırarak kendi markanız adına atılımlar yapmak, pazar gücünüzü arttıracaktır.

Gedik Analizi

Tüm pazarlar, legal ve illegal açıklar, gedikler üzerine kuruludur. Pazar gedikleri sektörlerin gelişimi için fırsat ve hareket alanıdır. Sektörün açık alanlarının belirlenmesi ve fırsata dönüştürülme potansiyeli niş pazarlar ve niş ürün konumlandırma için en başarılı arz alanlardır.
Niş marka konumladırma - what is branding?

Arz sonrasında karşılaşılacak rakip rekabet dirençlerine karşı güçlü tepkiler verebilmek için “direnç eylem planları” hazırlamak markanız için şarttır. Hangi rakiple öncelikli pazar payı rekabetine girilmeli?  Hangi güçlü rakip ile rekabet unsuru başlangıçta sınırlı tutulmalı? gibi sorulara rakip analizi cevap verecektir. Rakiplerin şimdiki şartlarda güçlü yanları kabul edilmeli, ürünümüzü arz ettikten sonra rakiplerin agresif rekabet savunmalarına karşı online ve offline tedbirler ve eylemler belirlemeliyiz. Rakiplerin güçlü altyapıları karşısında sizin, kendinizi "rekabet edemez" gördüğünüz alanlar var ise, bu alanları arz sürecinizin ilk döneminde ertelemelisiniz. Rakibin zayıf yada yoğunlaşmadığı hizmet / ürün çeşitlerine, niş alanlara kanalize olup niş konumlandırmanızı bu alanlarda belirginleştirmelisiniz.

Rakip Analizi

Temel rakip analizi, başlıklarımız şunlar olmalıdır:  Rakiplerin ürün - hizmet kalitesi, dağıtım ağıları, ürün / hizmet güvenilirliği, e-ticaret güvenliği, rakiplerin müşteri hizmetleri, hedef kitleye ait demografik bilgiler ve CRM verileri ve diğer güncel bilgiler.

Swot analizi, piyasaya arz hazırlığında olan bir firma için yapılacak bir çalışma değildir. Niş konumlandırma için, swot analizi reverse edilerek rakipler üzerinden gerçekleştirilip, rakiplerin güçlü ve zayıf yanları belirlenmelidir. Rakip analizi sonuçları;  bizim, rakiplerin ve pazarın eksiklerini bulup, onları fırsat indeksine çevirmemiz için temel ihtiyacımızdır. Rakiplerin pazar içindeki payları, ciroları ve satış rakamları değerleri ile kendi ürün fiyatımızı ve marka konumlandırmamızı doğru şekilde yönetebiliriz. Rakipler üzerinden yapılacak temel bir maliye analizi, vergi ve gider kalemleri sonucunda piyasadaki kar marjının belirlenmesini, sizin hedef fiyat politikanızı ve en azından 1 yıllık ticari ön gürünüzü belirginleştirir. Pazardan pay alma hedefimizin, zaman çizelgesinde öngörülmesi mali amacımızı somutlaştırır.


Niş ürün & marka

Niş Pazar analizi, alt pazar ve kitle sayısı olarak sınırlı olduğu için yönelim, bilgi ve hareket kolaylığı sağlar. Medya, yönlendiriciler, uzman kişiler, sektör temayülleri, WOM söylenti, satın alma tepkileri, sosyal medya paylaşımları size fikir verecektir. Rakiplerin, müşteri kitlesine karşı kullandığı iletişim dili, iletişim kanalları, sosyal medya, destek hizmetleri ayrıca analiz edilmelidir.

Pazar hareketi, kitle tutumları, kitlenin yıl içindeki satın alma hareketindeki dalgalanma ve nicelikleri izlenmelidir. Müşteri profillerinin analiz ile keskinleştirilmesi, müşterinin mevsimsel ve lokal hareketleri,  grup ve kişi beklentilerini öğrenmek; tanıtım faaliyetlerinizi optimize edecektir. Demografik ve psikolojik yapılanma olarak kitlenin piyasadaki hizmetlere / ürünlere doygunluk derecesi, sizin niş ürün arzınızın yeter miktarda talep görmesi için büyük önem taşır.

Ahmet Usta