5651 Sayılı Kanun
5651 sayılı “İnternet ortamında yapılan
yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele
edilmesi hakkında kanun” AİHM
tarafından, insan hakları ihlali olarak kabul edildi. 5651 sayılı kanun metnine aşağıdaki
linkten ulaşabilirsiniz.
5651 sayılı kanun kapsamında yapılan, internet
erişimini engelleme faaliyetlerinde dayanak olarak 5237 sayılı
Türk Ceza Kanunu’ndaki ceza halleri temel alınmaktadır. 5651 sayılı kanun,
erişim engelleme kararlarında idari organlara, “şüphe gerekçesiyle” hareket
etme olanağı veriyor, kanunun bu tartışmalı yapısı dolayısıyla internet
yayıncılığına uygulanabilecek müdahale alanı gittikçe genişliyor.
5651 sayılı İnternet Kanunundan alıntı metinler
MADDE 8 – (2) “Erişimin
engellenmesi kararı, soruşturma
evresinde hâkim, kovuşturma
evresinde ise mahkeme tarafından verilir.”
MADDE 8 - (10) “Erişimin engellenmesi kararının gereğini
yerine getirmeyen yer veya erişim sağlayıcılarının sorumluları,
altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
MADDE 9 - (1) “İçerik nedeniyle hakları ihlâl edildiğini
iddia eden kişi, içerik ve yer sağlayıcısına
başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebilir.”
MADDE 10 - (1) “Kanunla verilen görevler, kurum bünyesinde
bulunan Başkanlıkça yerine getirilir.
Başkanlığın bu Kanun kapsamındaki
görev ve yetkileri şunlardır:
a)
internet ortamında yapılan ve kanun kapsamına
giren suçları oluşturan içeriğe
sahip faaliyet ve yayınları önlemeye
yönelik çalışmalar yapmak,
b) İnternet
ortamında yapılan yayınların içeriklerini izleyerek, bu Kanun kapsamına giren suçların
işlendiğinin tespiti halinde, bu yayınlara erişimin engellenmesine
yönelik olarak, kanunda öngörülen gerekli tedbirleri almak.
c) İnternet
ortamında yapılan yayınların içeriklerinin izlenmesinin hangi
seviye, zaman ve şekilde yapılacağını belirlemek.
e) İnternet
ortamında herkese açık çeşitli servislerde yapılacak filtreleme,
perdeleme ve izleme esaslarına göre donanım üretilmesi veya yazılım
yapılmasına ilişkin asgari kriterleri belirlemek.”
İnternet ve Özgürlük - İnternet and Liberty |
5661 Sayılı Kanuna Dair Genel Değerlendirme
Türkiye’de
internet erişimi, iddia edilen suç ihlali kesinleşmeden “şüpheli”
tanımı altında engellenmekte ve filtrelenmektedir.
Eğer hukuki
olarak teorik kuvvetler ayrılığı prensibinden uzaklaşılmış ise, ilgili kanun
maddeleriyle idari kurumlar ki başta Başbakanlık, internet erişiminin engellemesi
kapsamında keyfi ve sehven hareket edebilir.
İnternet
erişimi, kişisel hak ve özgürlüklerimizin temeli olan ifade özgürlüğümüzün olmazsa
olmaz bir parçası haline gelmiştir. Birleşmiş Milletler, 4 Haziran 2011
tarihinde internet erişimini, temel insan hakları faaliyetlerinden bir olarak
tanımlamıştır. BM’in bu tanımlaması, taraf olan Türkiye Cumhuriyeti’ni de kapsadığı
için ülkemizdeki internet erişim yasağı, uluslararası hukuk çerçevesinde insan
hakları ihlali anlamına gelmektedir.
Diğer
bir hukuki kriter ise, Avrupa Konseyi’nin 19 Nisan 2011’de aldığı karardır. bu
karar çerçevesinde internet erişimi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne
eklenmiştir. Avrupa Konseyi’nin kararı; bireylerin internet erişimini, her
türlü devlet müdahalesine karşı hukuki olarak güvence altına almaktadır.
Konseyin aldığı karar sonucunda, ülkemizde de uygulanmakta olan “internet
erişim filitre uygulamaları” insan hakları ihlali anlamına gelmektedir.
Yakın
dönemde ise, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 18 Aralık 2012’de görülen Ahmet
Yıldırım/Türkiye davasında, Türkiye’de uygulanan 5651 sayılı kanunu ifade
özgürlüğüne aykırı bulmuştur. AİHM’si, 5651 sayılı yasa ve uygulamalarının
insan hakları ihlali olduğunu açıklamıştır.
“suçları oluşturan içeriğe sahip
faaliyet ve yayınlar” tanımı ve suç olarak tanımlanan kimi alt başlıklar gerek
uluslararası hukukta, gerek ise kamu ve özel hukukta hala tartışılan eylem ve
fikirlerdir. Kimi ifade özgürlüğü faaliyetlerinin, kanun
kapsamında ceza ve kamu hukuku ihlalleri olarak değerlendirilmesi diğer önemli
sorunlardan biridir.
Kanun maddesinin, anayasaya aykırı ve tezat
içeriği hemen göze çarpmaktadır. T.C. Anayasanın temeli olan, kişi temel hak ve
özgürlüklerinin içerisinde bulunan ifade özgürlüğü ve haber alma hakkı, 5651
sayılı kanun ve uygulamalarına bakıldığında anayasaya aykırılık göstermektedir.
Ahmet Usta