22 Ekim 2012

Apple: “Dijital Cumhuriyetimiz”



Donanım ve yazılımlarıyla (software & hardware) zaten PC pazarındaki üstünlüğünü ve marka değerini göstermiş olan Apple, ilk önce iPod ile atağa kalktığı mobil dijital araçlar pazarında genişleme hareketini iPhone ve iPad ile devam ettiriyor. Diğer telefon üreticileriyle donanım-yazılım-uygulama lisans kavgaları süre dursun Apple, iPhone ve iPad ürünlerinin yeni sürümleriyle pazarda daha uzun süre liderliğini sürdürecek görünüyor.

Apple, kurucu CEO’sunun ölümünü dahi bir wom marketing stratejisine çevirdi mi? Sonuçta “Her gününü, son günün gibi yaşarsan sorun ortan kalkar” diyen başarı makinesi (?) rahmetli CEO ve yönetim ekibinden bahsediyoruz.

Yatırım bilançosu içerisinde pazarlama faaliyeti olarak reklama kısıtlı bütçe ayıran firma “şirketin reklama ihtiyacı yok, mal ortada” gibi bir alt metinle her kullanıcının kafasında marka değeri olarak “silinmez” bir şekilde yer etmiş bulunuyor. Şirket, pazarlama faaliyetlerini daha çok halkla ilişkiler ve ürün deneyimi aktivitelerine yönlendirmiş bulunuyor.



“Pazarlama, üretim için gerekli talebi oluşturmaktır” tanımında hareketle Apple şirketi, marka olarak pazar değerini uzun yılları içine alan stratejiler sonucunda oluşturdu. Apple, ihtiyaçlar piramidinde kendine global bir yer edinmiş bulunuyor. Şirket, kitleleri ve kitle iletişim araçlarını yönlendirici güce sahip küresel şirket olarak kendini konumlandırdı. Pazarlamanın amacının “gerçek müşteri” topluluğu oluşturmak olduğunu düşünülür ise, Apple’ın marka tutundurma çalışması, reklam değil daha çok görünür ve gizli PR (halkla ilişkiler) uygulamalarıdır. Bu stratejik uygulamalar, reklam mecraları benzeri ölçülemez ama etkisi çok güçlüdür. Şirket, ayrıca wom –seed – ghost writting adı altında “toplu söylenti” ile pre-lansman ve re-lansman çalışmaları yapıyor.


Son olarak Mayıs 2012’de Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün Silikon Vadisinde şirket yöneticilerine yaptığı rica, Eylül ayında Apple tarafından uygulamaya sokuldu. Sayın Cumhurbaşkanımız, ziyareti sırasında iPhone IOS 6 işletim sistemi için Türkçe karakter desteği isteyerek Türk tüketicilerinin beklentisi dile getirmişti. Bu gelişme, Müşteri sadakati geri dönüşüm uygulamalarında üst siyaset kimlikler ile serbest pazar yöneticileri arasındaki yenilikçi çözümlerden biri olarak değerlendirilebilir.

iPhone, Apple’ın marka kimliğinin farklı segmentte başarıyla uygulanmasıdır. Yaratılan “mahalle baskısı” pozitif ve negatif tüm algılarıyla, markanın kullanım değerinin talepleştirilmesidir. Yaratılan arz, bireylerdeki duygusal tatmin talebinin oluşturulması ve karşılanmasıdır.

Apple markasını canından çok seven “marka sadakati bağımlılarına” küçük bir öneri: Google’da “Apple’ın Çin’deki üretimi Foxcoon’da çalışma koşulları” benzeri arama yapıldığı takdirde firmanın üretiminde çalışmanın nasıl çetin çalışma koşulları getirdiğini görebilirsiniz: Elma’yı yemişler J

Ekim 2012 itibariyle iPhone tüm dünyada yaklaşık 47 milyon adet sattı. Şirket son 5 yılı yıllık ortalama 30 milyar dolar kar ile kapatıyor. Firma, deyim yerindeyse sıkışan A.B.D pazarını para hareketliliği ile ayakta tutuyor. Apple’ın toplam mali değeri 620 milyar dolar oldu.

Apple, artık dünyanın çeşitli milletlerinden oluşan “Dijital Cumhuriyetimiz” olarak kabul edilebilir. Sen, çok yaşa Apple…

Ahmet Usta



20 Ekim 2012

Semantik Web Nedir? Web 1.0, 2.0, 3.0 Ne Demektir?



Web Tanımları

Tanımlarla başlıyoruz. Tanımlamalar, on-line dünyada etkili iletişim için zorunluluğumuz oluyor. Web 1.0, 2.0, 3.0 nedir? Ve aralarındaki farklar nelerdir?


Web 1.0

Web 1.0’de internet kullanıcısı ile web sitesi arasında ilişki statiktir. Kullanıcı, sadece sitenin okuyucusu olarak bilgi alabilir; pasiftir, iletişim tek taraflıdır


Web 2.0

Web 2.0’de ise, kullanıcı web sitesindeki içeriğe müdahale edip ve etkileşime başlamıştır. Web 2.0’de Kullanıcı aktif olarak hareket eder, iletişim iki yönlüdürGelişmenin sonucunda, Web 1.0 için dijital monolog, Web 2.0 için mobil tabanlı diyalog diyebiliriz. 


Web 3.0

Web 3.0 ise, "semantik" yani anlamsal web diye tanımlanmaktadır. Web 3.0  ortamında verilerin anlamlandırılması amaçtır, yorumlamanın temel olduğu bir sistemdir.


Tüm dünyanın Web 3.0 dijital dünyasında tek bir veri tabanına bağlı olması amaçlanmaktadır. Sanal dünyanın bu evresinde makinalar/arama motorları şimdi yaptıkları gibi bilgi/data içeriğini sadece bulup, çağırmayacak; ortak veri tabanındaki bilgiyi anlamlandırıp, yorumlayıp kullanıcıya ulaştıracaktır.


Web içerik değişimi -  web content change


Semantik Web



Web 3.0 ortamında ilk akla gelen örneklerden biri olarak araba incelemesi yaptığınızda, arama motorları/makinalar sizin “daha önceki internet davranışlarınızı” bilgi olarak işleyecek ve şu ankinden farklı algoritmaları da kullanıp yorum katarak bilgiyi size sunacaktır. Örneklendirmeye devam edersek Web 3.0 dünyası; mali durumunuz, yaşam alanınız ve geçmiş dönem tercihlerinize göre “X firmanın Y zamandaki Z marka” ürününün ikinci el satış noktasını en güvenilir karşılaştırmalar sonunda size sunacaktır. Teknoloji geliştiricilerinin Web 3.0’dan bekledikleri sonuç, şimdilik geliştirilmekte olan bir dil projesidir.

Web 3.0 yani gelecekteki anlamsal ağ, başta Google olmak üzere arama motorlarının şuan ki algoritmalarla başaramayacağı yepyeni bir dil yapısıdır. Kullanılmak istenen  semantik dil, insan mantığının muhakeme yeteneğini hedef almaktadır. Semantik ağ dili, insan zekasının sorgulamasını prototip alan bildirimsel derleme lisanı “Web Ontology Language (OWL) yani anlamsal web dilidir.

Semantik web, html tabanlı indekslemeye dayalı World Wide Web dilinin bilgi arama ve düzenleme eksikliğini gidermeyi amaçlar. Web 3.0 dünyası; veri-merkezli genişletilebilir işaretleme (XML), kaynak tanımlama çerçevesi (RDF) ve web ontoloji dili (OWL) dillerini kullanarak işlem yapar. OWL, XML ve RDF verileri arasında, sınıflar arası ilişkiler, en önemlilik, eşitlik, özelliklerin daha iyi sınıflandırılması, özelliklerin karakteristikleri ve numaralandırılmış sınıflar gibi anlamsal bağları kurar.

Bu dil uygulamaları bütünleşik olarak yazımlarla derlenip, verileri kullanarak “Semantik Ağ” kullanıcıları için otomatik olarak belirli görevleri yerine getireceklerdir.  Semantik web dünyası, şuanda yaptığımız bir takım arama ve düzenleme işlemini otomatik olarak bizim adımıza gerçekleştirecektir.

İlk akla gelen handikap ne olabilir? Web 3.0, birden fazla anlamlandırma etiketi ve program kullanarak mevcut on-line iletişime kazandırdığı kolaylıkların yanına manipülasyonları, iletişim parazitlerini ve güvenlik kalkanlarını arttıracak mı?
Web 3.0 ın Semantik Şeması - Scheme of the semantic web 3.0


Geçmişten Günümüze İnternet Beklentisi




İnternetin kurucusu Tim-Berners-Lee Semantic Web'in vizyonunu şöyle ifade etmiştir: "Web için bir hayalim var. öyle ki bilgisayarlar, web üzerindeki bütün veriyi analiz etmeye muktedir olacaklar. Ortaya çıktığı zaman anlamsal ağ; ticaretin günlük mekanizmalarını, bürokrasiyi ve günlük yaşamlarımızı birbiri ile konuşan makinalar tarafından yürütecek. İnsanlığın asırlardır konuşup durduğu "akıllı ajanlar" nihayet gerçekleşecek."

Günümüz dilbilimcileri, onüçbin yıl yıl önce dünyada sadece beş temel dil olduğuna dair bulgular elde ettiler. Bugün gelinen noktada ise, insanın gerçek iletişim aracı konuşma dillerinin yanında işaretlemeye dayalı yeni işitsel-görsel tekno diller ortaya çıkıyor.

Yeni nesil Web’in (Semantik Web) günümüzde süregelen bilgi kaosuna son vermekte çok önemli bir rol oynayacağı iddia ediliyor. Anlamsal ağ, gerçekten hayata geçirilebilecek mi yoksa bir hayal olmaktan öteye gidemeyecek mi? Bütünlük içeren matematiksel altyapının anlamsal dile çevrilmesi, ortalama değerleri içerip sapmaları ve ayrıntıları görmezden mi gelecek? Tekno- fetiş hayaller, ne kadar hayal kırıklığını beraberinde getirecek?

Gutenberg Galaksisi büyümeye devam ediyor.
Ahmet Usta

Kaynak:
tr.wikipedia.org/wiki/Anlamsal Ağ
Börteçin Ege - http://aksw.org/About.html
Doç. Dr. Selim Akyokuş - http://www.akyokus.com/presentations/

16 Ekim 2012

Dijital Doğanlar: Reader (Okuyucu) Değil, Scanner (Tarayıcı) Kuşak!



Yaklaşık 7-8 yıldır yoğun olarak Google’lıyoruz. Artık dilimizde Google’lamak diye bir fiilimsi var, keyifle kullanıyoruz. “Google’a sorma, bana sor” tişörtlerini giyiyoruz. Bizler, daha çok analog teknolojiden gelenler; peki ya direk olarak dijital dünyanın içinde doğanlar neler yaşıyor, yaşayacak.  Evet, çok kısa sürede bir çoklarımız için kağıt ve kalem analog sınıflandırmasına girdi, nostalji oldu. Yaşamlarımız, mobilite hızımıza yetişemez oldu.

Sosyal medya ile iletişim biçimlerimiz ve içeriklerimiz hızla evrim geçiriyor. Twitter, 140 karakter ile iletişimi sınırladı ve yeniden biçimlendirdi. Youtube’da ortalama video izleme süresi 1,5 dakikaya düştü. Facebook’da bir durum iletisinin etkin olarak okunabilmesi için 3 satırı geçmemesi gerekiyor. Okuyarak anlama gittikçe etkisizleşiyor, izleyerek anlama etkinleşiyor. Yazılı kültür sanki son süreçlerini yaşıyor, görselliğe dayalı kısa ve basit ve gündelik bir dil oluşuyor, daha da oluşacak…

 
Dijital doğanlar; keyboard shortcuts, proxy, setup, defult ayarlarını öğrenmeyecekler, zaten görüyor ve hareketi izleyerek kavrıyorlar. Temel dijital teknoloji kullanımlarını öğrenmek, dijital doğanlar için tuvalet adabını öğrenmekle beraber başlıyor. Bugünler; sütten kesilme sonrasında, likit ekrana dokunma, arkasından ilk kelimeleri söyleme, akabinde akıllı telefondan Pepe’yi izleyip, devamında Pepe şarkılarından anlamlı ilk cümleleri mırıldanma biçiminde ilerliyor. Dijital doğanlar, yaşam habitatlarındaki izlenimlerini scanner (tarayıcı) olarak deneyimleyip öğreniyorlar.

Dijital doğanlar; reader değil, scanner olacaklar ve bu öngörü neredeyse bilimsel kesinlik kazandı. Yaşanan mobilite ve hız karşısında okuyucu/reader olmayı istemek statik ve retro bir hal olarak kalıyor. Üretim tekniklerinin getirdiği yeni tekno koşulların içinde dijital doğalar; hızlı olmaya muktedir, “göz gezdirmeye” yatkınlar. Dijital göçebelerin “okumaya çalışma” alışkanlığı karşısında dijital doğanlar; gözden geçirmeyi yani scanner (tarayıcı) olmak refleksini kullanıyor, kullanacaklar. Dijital doğanlar, “bildiklerini okuyor” olacaklar.


Elbette tekno gelişmelerin güzel yanları olacaktır. Her değişim, iyi ve kötünün ötesinde olasılıkları potansiyel olarak yaratır. Yeni kuşaklar, eski kuşakların büyüklerinden gördüğü çoğu fizik ve kamusal baskıları yaşamayacaklar. Görsel hareketin ve hızın, dijital doğanların gündelik yaşamında dominant olması;  gerçeklerimizi daha doğru değerlendirmemizi sağlayabilir. Off-line ve on-line dünya arasında kurulacak pratik ağlar; dijital kuşakları, politik-ekonominin aktörleri arasında etkin kılabilir.

Her kuşak, gelecek için ümittir.

Ahmet Usta

12 Ekim 2012

Apple iPhone Ve WOM Pazarlama (World of Mouth)


iPhone imajı

Gündelik işler güçlerimizden birisi oldu: “iPhone'cu olmak yada olmamak”
Apple şirketi, 80’li ve 90’lı yıllar içinde Macintosh markasıyla masaüstü bilgisayar kullanıcılarına kendisini kabul ettirmiş ve pazarda Apple marka sadakatini oluşturmuştu. Milenyum öncesi Apple kullanıcıları, “Mac’sız çalışmam ve çalıştırtmam!” benzeri mottoları kabul etmişti.
Benzer atağı Apple, mobil iletişimde iPhone markası ile kısa sürede yakaladı. iPhone, markası akıllı telefon pazarının lideri olarak, Apple firmasının yazılım-donanım ve uygulama geliştirmedeki başarısı arkasına alarak yoluna devam ediyor. Mobil iletişim aracı olarak kullanım kolaylığı ve performansı ile göz dolduran iPhone, kullanıcılarının başka ihtiyaçlarına da cevap veriyor. Şimdi, bazılarımız için iPhone'numsuz sahneye çıkmam abi!” günlerini yaşıyoruz.
anonim fotograf
Apple kullanıcılarının, marka bağımlılığı ve sadakatinin oluşturduğu Wom (World of mouth) yani ağızdan ağza pazarlama söylemi yada Türkçesiyle “mahalle baskısı” diyebileceğimiz kesin etkileri bulunuyor. Karşılaşılan iletilerin temel etkileri şunlar olabiliyor:iPhone kullanmak zorunluluğu”nu hissetmek ve ürünün verdiği hizmetin “temel ihtiyaç” olduğunu hissettiren ve pekiştiren kitlelerin yaklaşımı.
Sonuç olarak Apple, özellikle iPhone ile birlikte kendini dünyanın lider teknoloji markası olarak konumlandırdı ve İsviçre çakısı misali kullanıcılarına çok çeşitli faydalar sağlıyor. Başarının ardında; cihazın donanım ve yazılım performansı, arayüz kullanım kolaylığı, ele gelir dokunmatik ekranı ve mucize etkisi yapan aplikasyonlarının payı büyük ama bu pay ne kadar? Elmanın ısırılan tarafın dayımız?
 to be continued
Ahmet Usta